Birisi Laz Müteahhit'in Köprüsü Birisi de Mimar Sinan'ın Köprüsü..
 

Marmara'yı vuran sel felaketinin ardından çarpık kentleşme, şehrin mimari yapısı, alt yapı problemleri yeniden taştışılmaya başladı. Bir türlü ıslah edilemeyen dereler, en ufak bir yağmurla bile alt üst olan kent dengesi, her sel felaketinin ardından yıkılan köprüler..

LAZ MÜTEAHHİD KÖPRÜSÜ SELE YENİLDİ
Şiddetli yağışlar bugün itibarıyla hız kesmiş görünüyor. Ancak meteoroloji cuma ve cumartesi günleri yağışın yeniden hızını artıracağını söylüyor.. Bir kez daha mı aynı görüntüyle karşı karşıya kalacağız. " Tarih tekerrürden ibarettir" sözünden hiç ders almadık. Ayamama deresi defalarca taştı ancak bir türlü ıslah edemedik. Köprülerimiz yıkıldı, yenisini yaptık, onlar da yıkıldı. Neden yıkıldığını bir türlü çözemedik. Belki de işimize gelmedi. Ama Mimar Sinan köprüsüne dönüp bakmayı akıl edemedik. Çünkü dünkü felakete rağmen o köprü hala ayakta duruyor. Laz müteahhidin köprüsü ise sele yenildi.

MİMAR SİNAN'DAN DERS ALMADIK
“MİMAR Sinan yıllar önce Silivri’ye 22 gözlü köprü yapmış, demek ki tarihte bu bölgede sel baskınları sıkça yaşanırmış ve Sinan bunun tedbirini almış. Şimdi tüm dere yatakları imara açıldı, varolan dereler de ıslah edilmedi, yaşanan bu felaket göz göre göre geldi” diyor emekli Burhan Yavuz. İkinci el satın aldığı arabası sele kapılmış suyun kuvveti ile bir başka arabanın üstüne çıkmış sitenin ortasına kadar sürüklenmiş.
http://www.ensonhaber.com/images/other/silivri.jpg

http://www.ensonhaber.com/images/other/kopruu.jpg



Burhan Yavuz bir yandan arabasını inceliyor bir yandan da olayı anlatıyor: “Yağmur başladığında yaz yağmurudur dedik önemsemedik, bir süre sonra adeta gök delinmişti. Önce E5 (D100 karayolu) kapandı, sonra da her yeri sel aldı. Kimse bizi uyarmadı, bu sel sitenin en kalabalık olduğu temmuz ayında olsaydı çok can alırdı”

KÖPRÜNÜN ÖZELLİKLERİ
İstanbul Silivri ilçesinde Silivri Çayı üzerinde bulunan bu köprü eski İstanbul-Edirne yolunun önemli bir geçit noktasında bulunmaktadır. Mimar Sinan’ın yapmış olduğu yapıların listesini veren Tuhfet’ül Mimarin’de Mimar Sinan eserleri arasında ismi geçmektedir. Ayrıca mimari yapısı da XVI.yüzyılda yapıldığını göstermektedir. Silivri Köprüsü 348.00 m. uzunluğunda 32 gözden meydana gelmiştir. Alçak bir vadide oldukça uzun oluşundan ötürü de köprü gözleri mimar Sinan’ın diğer eserlerinde olduğu gibi sivri kemerli olmayıp hafifçe basık kemerlidir. Yapımında köfeki ve kalker cinsi taş kullanılmış, tampon duvarları büyük bloklarla örülmüştür. Köprünün selyaranları memba ve mansapta üçgen şeklindedir. Bunlar sivri olarak başlayıp kısa bir yükselmeden sonra köprünün tempan duvarları ile birleşerek kaynaşmaktadır. Bunun da nedeni köprünün fazla su tazyiki ile karşılaşmamasıdır. Köprünün her iki yanındaki korkuluklar birbirlerine demir bağlantılarla, kamalarla kuvvetlendirilmiştir.

ÖZge çok teşekkürler, güzel bir konuyu gündeme getirdin..

Bazı ''sözde'' belediye başkanları, siyasetçiler direk olarak bu selde vatandaşları suçladı..

Tabiki öncelik suç siyasilerindir, imar ve yapı izni veren ovaları, vadileri, akarsu yataklarını top eden siyasilerindir..

Tabiki burda vatandaşlarda suçludur, basiretsiz, yüreksiz, kapitalist, rantçı, yalaka, ailelerini kalkındıran siyasetçileri yönetime getirdikleri için.. Belki büyük belediye başkanı bunu kastetmiştir..

Siyasi rantın sonucu olarak, sağa sola başkanlara, başbakana bakanlara, vekillere para yedirerek ihaleyi alanlar ve kendi yandaşlarına, taraflarına, ailelerine bu ihaleleri verenler bu doğal afetin sonuçlarının sorumlularıdır..

Artı demek ki şuan osmanlı'nın yapı olarak çooooooooooook gerisindeyiz..

bir çok konuda osmanlılnın gerisindeyiz çokk işimiz var çok ...bu ülkeye birdaha ne o kadar güzel hocalar gelir nede mimarlar...

Hocalar derken dinle ilgili bir kavram mı kastettin özge?

Elbetteki hayır molla gürani ,akşemseddin vs vs bunlar çok bilgili hem bir çok padişahın hocası(öğretmeni),hem din alimi vs bir çok özelliği olan kişilerdi onu kastedmiştim hocam...

Tamam ben şu üfürükçüleri falan kasttettin diye düşündüm..

ay ne kastedicem o dolandırıcılardan hocam onların mevzusunu etmemiz bile hata...

Doğal afetlerin sıfırlanması mümkün değildir ama verdiği zararların azaltılabilmesi mümkündür,bu da insanların çalışmaları ve sağlam bir zihniyete sahip olmaları ile hayata geçer.Son sel felaketi bunu açıkça gözlerimizin önüne serdi,hatta gözümüzün içine içine soktu diyebiliriz.Acı gerçekten büyük,her şeyi siyasete uydurmayı,ona göre yönlendirmeyi ,parti ve kişisel çıkar ve menfaatlerimizi ulusal menfaatlerden önce tutmayı ne zaman bırakırsak bu tür olayları en az zararla o zaman atlatabiliriz,çünkü gerçekçi önlemleri ancak bu felsefeye sahip olursak alabiliriz..
Umarım kara bulutlar ülkemizin üzerinde dolaşmaktan vaz geçer artık..