Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-Nisan-2010, 22:24   #1 (permalink)
bahriaskin
Özel Üye
 
Üyelik tarihi: 06-Haziran-2009
Bulunduğu yer: Denizli
Mesajlar: 125
Teşekkürleri: 4.299
65 mesajına 293 kere teşekkür edildi.
Standart Mihrimah Sultan Camii.. (İLGİNÇ)

Hüküm sürdüğü 600 yılda dünya çapında bıraktığı fiziki izlerin yanında halkın dilinde hala dolaşan ibretlik olaylar ve efsanelerle de her an hatırladığımız Osmanlı İmparatorluğu’nda geçiyor hikayemiz.

Kahramanlarımız tanıdık.

Kanuni sultan Süleyman’ın 1522 yılında Topkapı Sarayında doğan ve çok iyi eğitim alan kızı mihrimah Sultan ile tarife ve izaha gerek bırakmayan efsane mimarımız Mimar Sinan.

Mihrimah Sultan 17 yaşına geldiğinde 2 talibi vardır.

Birisi Mimar Sinan -ki o zaman 50 yaşında ve evlidir.- diğeri de Diyarbakır Beylerbeyi Rüstem Paşa’dır.

Mimar Sinan evli olduğu için Mihrimah Sultan,Rüstem Paşa ile evlendirilir ve Koca Sinan aşkını kalbine gömmek zorunda kalır.

Daha sonra önüne -Mihrimah Sultan’ın isteğiyle- aşkını göstermesi için bir fırsat gelir ve tabii ki bu fırsatı mükemmel bir şekilde değerlendirir ki isterseniz hala görebilirsiniz.

Mihrimah Sultan kendi adına fakat Mimar Sinan’ın uygun gördüğü bir yere bir külliye yapmasını istemiştir ve Mimar Sinan 8 yılda tamamladığı Üsküdar Mihrimah Sultan Külliyesi’ni Sultan’ın beğenisine sunmuştur.

Daha sonra yine Mimar’ın kendi istediği bir yere bir külliye daha yapmasını istemiştir ve Büyük Usta bu sefer de yer olarak Edirnekapı Surlarını seçmiştir.

Mihrimah Sultan’ın yönetimdeki pozisyonu 2 minareli bir cami yaptıracak seviyede olmasın rağmen Edirnekapı külliyesindeki caminin tek minareli olması Sultan’ın yalnızlığını simgelemektedir zira Rüstem Paşa sadrazam olmuş ve eşiyle çok fazla ilgilenememektedir.

Mimar Sinan, aşkının büyüklüğünü ve güzelliğini Sultan için yaptığı eserlerin mimari ve süslemeleriyle gayet başarılı bir şekilde yansıtmıştır.

İki caminin de çok küçük ve sade olmasına rağmen içlerinin aydınlığı göz almaktadır.

Hatta Mimar, Rüstem Paşa için de bir cami yapmış ve eser o kadar gösterişli ve ihtişamlı olmasına rağmen diğer tüm eserlerinden daha karanlık olmuştur.

Bu da Mimar’ın aşkının bir kanıtı olarak gösterilmiştir.

Her ne kadar Prof. Dr. İlber ORTAYLI bu hikayenin resmi olarak herhangi bir kaydının olmadığını, sadece bir efsaneden ibaret olduğunu belirtse de etkileyiciliği yadsınamaz.

Gelelim hikayemizin etkileyici noktasına.

Sultanımızın adı: Mihr ü Mah, Farsça Güneş ve Ay anlamına geliyor ve Büyük Aşığın sadece mimaride değil aşkını göstermekte de ne kadar usta olduğu yılın sadece bir gününde Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmasından anlıyoruz.

Eklediğim haritada da görebileceğiniz gibi camilerin ikisi de yatayda aynı eksen üzerinde görünüyor ve bahsi geçen olayı görebilmemiz için aynı eksende olan ya Üsküdar’da yüksek bir tepeye ya da Zeytinburnu’nda yüksek bir tepeye çıkıp güneşin batışını izlemeniz gerekiyor ki bu kulağa çok harika geliyor.

Prof. Dr. İskender PALA’nın cümleleriyle Mimar Sinan, adını ve aşkını kıyamete kadar yaşatacak iki esere imza atmıştır.

ALINTIDIR.
Mihrimah_Sultan_Camii_ve_civar.jpg[ATTACH]
[ATTACH
mihrimah_edirnekap%C4%B1.jpg

camiler.jpg[/ATTACH][/ATTACH][/ATTACH]


bahriaskin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bahriaskin kullanıcısına teşekkür eden 12 üye:
aslı tanyeli (11-Temmuz-2013), ben seni böyle mi sevdim? (11-Temmuz-2013), Demet Ezgi (11-Temmuz-2013), Fatih GÜRIŞIK (09-Mayıs-2010), galatasaraylılar (11-Temmuz-2013), marsufilami (10-Temmuz-2013), MEHMET DURMAZ (30-Nisan-2010), SİMAY (06-Mayıs-2010), tokmaklıspor (11-Temmuz-2013), üzüm suyu (11-Temmuz-2013), zumrut_ (29-Nisan-2010), şampiyon galatasaray GS (11-Temmuz-2013)