Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-Ağustos-2010, 03:01   #1 (permalink)
zumrut_
Zümrüt Üye
 
zumrut_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 08-Haziran-2009
Ad- Soyad: zumrut
Bulunduğu yer: Yurt dışı
Mesajlar: 1.249
Teşekkürleri: 1.215
762 mesajına 2.493 kere teşekkür edildi.
Standart Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV

Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV suya meydan okuyan Orman:Mangrov Ormanları
SUYA MEYDAN OKUYAN ORMAN:MANGROV ORMANLARI


Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV


Tatlı ve Tuzlu suyun karışımı tropikal bir kokteyl Mangrov, Yengeç ve Oğlak dönenceleri arasında, tatlı su (ırmaklardan ya da yeraltı kaynaklarından gelen) ile tuzlu deniz suyunun karışımı olan bir ortamda yetişiyor. Bataklık sularının kabarıp geri çekilmesine bağlı gelişen bu "çok özel" ortam, düşman bir ekosisteme rağmen kolonileşmeyi başarmış mangrov, palmiye ve eğreltiotu gibi kara bitkilerini barındırıyor. Yeryüzünde de 10 milyon hektarı aşkın bir alanı kaplıyor.



Özel kanallarla oksijen alan ağaçlar, ağaç gövdelerine tırmanmayı öğrenmiş balıklar... Bu olağandışı ormanda, fauna ve flora, varlıklarını sürdürebilmek için ortama uyum sağlamış. Fakat bugün yok olma tehdidi altında...



MANGROV ORMANLARINDA YAŞAYAN HER CANLI,

ÖZEL BİR YAŞAM BİÇİMİ GELİŞTİRMİŞ

Yükseklerde uçan soyguncu



Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV

Pasifik firkateyn kuşu (Frigale minor), gerçek bir hava korsanı... Mangrovların arasında yaşıyor ama, kendisi balık avlayamıyor. Bu yüzden de, başka bir deniz kuşunun avını, havada uçarken ağzından çalıyor. Mükemmel bir pike yapıp önce balığı düşürüyor, sonra da yere inmeden kapıyor.



İki tarafı keskin bir kıskaç

Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV


Kemancı yengeçte, erkek çok gelişmiş bir kıskaca sahip. Bununla, dişisine 'özel' bir şarkı çalıyor. Baştan çıkarma işlemi, genellikle mangrov ormanlarını kaplayan denizin çekildiği sırada gerçekleşiyor. Çift, evlilik yaşamına mangrov gövdesinde oyulmuş bir yuvada başlayabiliyor. Bu yuva, öteki erkekleri de isteklendiriyor. Böylece, 'müzik' aleti, ölümcül bir savaş silahına dönüşüyor.



Yetenekli nişancı

Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROVOkçu balığın ağzının anatomik yapısı, dilin basıncıyla, yüzeye fıskiye gibi su fışkırtmasını sağlıyor. Bu hareketin amacı, böcekleri sersemletmek ve onları, oldukları yerde yutuvermek...


Ağaçlara tırmanan bir balık

Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV

Cennetbalığı, ağaç gövdelerine kolayca tırmandığı için, hiç de sıradan bir balık sayılmaz. Su ile hava karışımını tutabilen ve su dışında da solumasını sağlayan özel solungaçları var. Öte yandan göğüs yüzgeçleri 'yürüyen ayaklar', karın yüzgeçleri ise vantuzlar halini almış.



Mangrovlarda tohum, ana gövdenin üstünde çimleniyor, yani vivipar bitkiler. Tohum, asla toprağa düşmüyor ve ağaçta filizleniyor. Bu uyum şekli, gelgit sırasında tohumun yitip gitmesini önlüyor. Fidan, böylece 'doğuranın üstünde sakin sakin büyüyor. Kökleri yeterince geliştiğinde de 'anne' ile 'çocuk' ayrılıyorlar.



Fallusu andıran şekli ve gelişmiş kök sistemi sayesinde, fidan kendisini, mangrovun çamurlu tabanına vidalıyor'. Tohumun düşüşü su kabardığında gerçekleşseydi, genç mangrov daha tutunma fırsatı bulamadan akıntıya kapılırdı.


Suya batmış olmak ya da deniz suyunun tuzluluğu, gelişmesinde bir engel yaratamıyor. Avicenia türünde yapraklar, köklerden emilen tuzun atıldığı bir boşaltma sistemine sahip. Rhizophera türünün kökleri ise, suyu emiyor; ama, tuzun içeri sızmasını önlüyor.



Çırpı bacaklı ağaçlar



Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV


Buharlaşmayla su yitirmemek için, ağaçların yaprakları cilalı ve gövde kabukları çok kalın. Mangrovlar, hava almayan bir gövdede oksijensiz kalmamak üzere, suyun çekildiği dönemler için oksijen depolayan ve bunu kullanabilen ince kökler üstünde serpiliyorlar. Avicenia türünden mangrovlar da benzer bir uyum göstermişler. Ama, ötekilerden biraz farlılaşarak, gövdeden büyüyüp suyun dışına kadar çıkan ve havalandırmayı sağlayan ince kökler (pnömatıfır) geliştirmişler.



Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV




Mangrov, çürümeyen kerestesi nedeniyle bina çatısında ve iskeletinde kullanılıyor. O yüzden, Guyana'daki gibi toplu kıyımın kurbanı oluyor (solda). Bu ağaçlar, Madagaskar'ın kuzeyinde (ortada) ya da Tayland'da (sağda) da bilinçsizce kesiliyor.



O gezegenin akciğeri sayılan tropikal bir orman oluştur*muyor! Mercan setlerindeki parlak renklere de sahip değil... Bu yüzden, ekolojik bakım*dan medyatik desteklerden yoksun. En kötüsü, kimsenin dikkatini çek*meden yeryüzünden silinip gitmesi... Bir süreden beri, Güneydoğu As*ya'da, Kolombiya'da ve Peru'da mil*yonlarca hektara yayılmış mangrov ağaçlarının yerini karides kültürü al*dı. Pakistan'daki ağaç kesimi, doğal yaşam alam olarak mangrov orman*larım seçen balıklarla karidesleri vur*du. Çünkü Sonmiani Körfezi'ndeki temel gelir kaynağı balıkçılık. Bir çevre kuruluşu olan WWF, bu ortamı korumak amacıyla bir program baş*lattı. Yerel yöneticilere 'Ağaç dikin. Daha çok karides üretebilirsiniz' bil*diriminde bulundu. Bu hareket doğ*rultusunda, ağaçlardan düşen filizlen*miş tohumlar, sular yükseldiğinde fidanlıklara dikilmek üzere ağlarla top*lanıyor. Daha sonra, fidanlıklarda yetiştirilen ağaçlar, kesim yapılmış çıp*lak alanlara naklediliyor. Kuruluş, bu yolla 700 hektarlık bir alanı yeniden ağaçlandırdı.





Suya Meydan Okuyan Orman: MANGROV




Mangrov, kerestesi için de aranan değerli bir ağaç. Bol miktarda tanen içermesi, ağacın kabuğunun yumuşakçalar tarafından delinmesini ve su da çürümesini engelliyor. Ayrıca, kerestesinden elde edilen tanen deri ve kürk tabaklanmasında kullanılıyor. Söz konusu ekonomik zorunluluklar. mangrov ağaçlarının vahim derecede yıkımına yol açıyor. Ağaçlandırma çabaları var. Ancak, en çabuk büyü*yen tür üstünde duruluyor. Ama bu koşullarda, özgün ekosistemin kendi*ni yenilemesi mümkün olmuyor. Birleşik Arap Emirlikleri'nden Abu Dabi'de, bu sorun çok iyi bir değerlendirilmeye alınmış. Montpellier CNRS'ten araştırmacı O.Guerlorguet, 'Ağaçlandırma çalışması için gerekli olan çok ayrıntılı bir ekolojik inceleme yaptık' diyor. Hint Okyanusu'ndaki Mayotte Adası'nda ise, mangrovlar asfaltın hışmına uğramış. Yine CNRS'ten araştırmacı B. Thomassin'in anlattık*larına göre, ormanın ortasından ge*çen bir yol, deniz suyunun, gerideki mangrovlara ulaşmasını önlemiş. Bu kesimdeki ağaçlar ölmüş. Zamanında bir müdahale sonucunda, bu alanlar parseller halinde kurtarılmış. Gabon ya da Venezuela'da nispeten daha iyi korunan mangrovlar da hızlı bir kaybolma sü*recine girmiş. Uzmanlar, özellikle Gabon'da petrol boru hatlarının mangrovların arasından geçtiğini söylüyorlar. Aym bölgede petrol ku*yuları da var. Milyonlarca yıl olum*suz doğa koşullarına meydan okuma*yı başaran mangrov, ne yazık ki, in*sanoğlunun bilinçsiz davranışlarıyla savaşmayı beceremiyor!..



Siklona karsı doğal bir koruma

Mangrov ormanlarının korun*masındaki amacı, F. Fromard şöyle açıklıyor: 'Önce eko*nomik. Ağaç kesimi ve karides kültürünün mangrovları yok olu*şa ittiğini anlamak gerek. Mangrovlar olmadan ekosistemin işle*mesi mümkün değil. Çünkü on*lar, temel ve büyük bir üretici konumunda bulunuyorlar. Yaprak*lan, hektar başına, yılda 15 ton organik madde üretiyor. Bu mik*tar, yağmur
ormanlarındakinin kat kat üstünde. Mangrovların varlığı, nüfus yoğunluğuyla sıkı bir bağlantı gösteriyor. Bu yüz*den, Tayland, Vietnam, İndonezya gibi ülkelerde varlıkları sonaerdi. Mekong Deltası'nda ise, 200 bin hektara yayılmış dev mang*rov ormanları yeryüzünden silin*di. Togo'da da orman kaynakları tükendi. O nedenle, çağlar boyu 'tabu' sayılan mangrov kesimine başvuruldu.'



Fromard'a göre rezervler kur*ma sorunu, ekonomileri bu orta*ma bağımlı olmayan zengin ülkeleri ilgilendiriyor. 'Bangladeş, her şeye rağmen bu ormanları korumaya çalışıyor. Çünkü, sik*lonlara ve gelgit dalgalarına kar*şı doğal bir engel oluşturuyorlar. Öte yandan, nüfus baskısının pek yoğun olmadığı Avustralya, Ni*jerya, Guyana gibi ülkelerde yaşamını sürdüren güzel mangrov ağaçları var.'

Fromard, Vietnam için kaygılı. 'En büyük yıkım, karides yetiştiri*ciliği yapan bu ülkede yaşanıyor. Burada havzalar, sular kurutula*na kadar işletiliyor. Sonra, yeni havzalar açmak için başka bir bölgenin mangrovları kesiliyor. Daha sonra da sıra bir başkasına geliyor. Karides kültürü ekono*mik bakımdan çok önemli ve çö*züm bulmak çok güç. Ayrıca, Vietkonglular'a sığınak oluşturan mangrovlar, savaş sırasında napalm bombaları ve Amerikalılar'ın tahribiyle de zarar gördü. İzleri bugün bile görülebiliyor.'



Kaynak: Focus Temmuz



zumrut_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
zumrut_ kullanıcısına teşekkür eden 8 üye:
aydan yıldız (12-Ağustos-2010), bahriaskin (11-Ağustos-2010), Cahit ERAYDIN (11-Ağustos-2010), merve cangül (11-Ağustos-2010), nevin (28-Ağustos-2010), özlem21 (17-Ağustos-2010), Tugay NAYKI (11-Ağustos-2010), yusufili (12-Ağustos-2010)