| Özel Üye 
				  Üyelik tarihi: 24-Mayıs-2010 Yaş: 39 
					Mesajlar: 117
				 Teşekkürleri: 153 
		
			
				29 mesajına 250 kere teşekkür edildi.
			
		
	   |   9.Sınıf Coğrafya İklim ve İklim Elemanları.. (DERS NOTU) 
  İKLİM  İKLİM  Geniş bir sahada, uzun  yıllar boyunca (40 – 50 yıl) devam eden, atmosfer  olaylarının ortalamasına iklim denir.HAVA DURUMU Dar bir sahada, kısa süre içerisinde görülen  atmosfer olaylarına hava durumu denir.  KLiMATOLOJİ Geniş sahalarda, uzun  yıllar devam  eden atmosfer olaylarının ortalamalarını tespit ederek,  iklim bölgelerini ve karakterlerini inceleyen bilim dalına  klimatoloji denir.  METEOROLOJİ Dar sahalarda, kısa süreli atmosfer olaylarını  inceleyen bilim dalına meteoroloji denir.  ATMOSFER ve ÖZELLİKLERi Dünya’yı gazlardan meydana gelen bir geosfer  (tabaka) kuşatır. Buna atmosfer denir.  Atmosferin Katları Atmosfer, yerçekimi etkisiyle iç içe kürelerden  meydana gelmiştir. Bunların yoğunlukları ve bileşimleri birbirinden  farklıdır. Troposfer: Atmosferin en alt tabakasıdır. Ekvator üzerindeki  kalınlığı 16 – 17 km, 45° enlemlerinde 12 km, kutuplardaki kalınlığı ise 9 – 10  km dir. Bunun nedeni, Ekvator’daki hava kütlelerinin ısınarak yükselmesi,  kutuplarda ise soğuyan havanın ağırlaşarak alçalmasıdır. iklim olayları  troposferin 3 – 4 km lik kısmında meydana gelir. Çünkü, iklim olaylarında çok  etkili olan su buharı troposferin 3 – 4 km lik kısmında bulunur. Troposfer daha  çok yerden yansıyan ışınlarla ısınır. Atmosferdeki gazların % 75′i troposfer katında  bulunmaktadır.  Stratosfer: Troposferden itibaren 17 – 30 km ler arasında  bulunur. Bu tabakada su buharı olmadığı için, iklim olayı görülmez. Stratosferde  sıcaklık değişimi yok gibidir. Sıcaklık –45°C civarındadır. Stratosferde  yerçekimi çok azaldığı için cisimler gerçek ağırlıklarını kaybederler. Üst  kısımlarında ozon gazı bulunur. Şemosfer: Stratosferden sonra 30 – 90 km ler arasında  bulunur. iki kısımdan oluşur. a. Ozonosfer: içerisinde bulundurduğu ozon gazından dolayı bu  ismi almıştır. Güneş’ten gelen ve canlı yaşamı için zararlı olan ışınları  (Ultraviyole ışınları gibi) tutar. Bundan dolayı canlıların koruyucu katıdır.  Dünya’nın aşırı ısınıp, soğumasını önler. b. Kemosfer: Bu katmana kemosfer denilmesinin nedeni, içerisinde  bazı kimyasal olayların meydana gelmesidir. Az miktarda zararlı ışınların  tutulması burada da görülür. İyonosfer: Şemosferden sonra 90 –  300 km’ler arasında bulunur. Bu tabakadaki gazlar ultraviyole ışınlarının etkisi  ile iyonlara ayrılmıştır. iyonlaşma sırasında açığa çıkan enerji ile sıcaklığı  yükselmiştir.
 (250 °C) iyonlar arasında elektron alışverişi son derece  fazladır. Bundan dolayı haberleşme sinyalleri, radyo dalgaları bu tabakadan  yansır. Eksosfer: Atmosferin en üst ve en dış sınırını oluşturur.  Eksosferde bazı gaz molekülleri yerçekimi etkisinden kurtularak uzaya kaçar. Bu  nedenle dış sınırı kesin olarak tespit edilememekte, 10.000 km ye kadar çıktığı  sanılmaktadır.   Atmosferin Faydaları
 İKLİM ELEMANLARI A. SICAKLIK Yeryüzündeki sıcaklığın kaynağı Güneş’tir.  Yeryüzünün Güneş’ten aldığı ısı miktarına sıcaklık denir.  Termometre ile ölçülür. Sıcaklığın birimi santigrat derece (°C) dir.  Atmosfere gelen enerji % 100 kabul  edilirse; İklim olayları meydana gelir. Canlı yaşamı için gerekli gazları ihtiva  eder. Güneş’ten gelen zararlı ışınları  tutar. Dünya’nın aşırı ısınmasını ve soğumasını  engeller. Dünya ile birlikte dönerek sürtünmeden doğacak  yanmayı engeller. Uzaydan gelen meteorların parçalanmasına neden  olur. Güneş ışınlarının dağılmasını sağlayarak, gölgede  kalan kısımların da aydınlanmasını sağlar. Bir başka ifade ile gölgelerin tam  karanlık olmasını önler. Işığı, sesi, sıcaklığı geçirir ve iletilmesini  sağlar. Hava akımları sayesinde gündüz olan kesimlerin  aşırı sıcak, gece olan kesimlerin de aşırı soğuk olmasını  engeller.
  Enerjinin % 25′i bulutların ve atmosferin etkisi  ile uzaya doğru yansır. % 25′i atmosferde dağılarak gölge yerlerin  aydınlatılmasını ve gök yüzünün mavi görünmesini sağlar. % 15′i atmosfer tarafından emilerek atmosferin  ısınmasını sağlar. % 35′i yeryüzüne ulaşır. Bu enerjinin % 27′si yeri  ısıtır. % 8′i ise yeryüzüne çarptıktan sonra tekrar uzaya  yansır.
  SICAKLIK DAĞILIŞINI  ETKiLEYEN FAKTÖRLER (SICAKLIK  ETMENLERi) 1. Güneş ışınlarının yeryüzüne düşme  açısı Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen en önemli  faktördür. Güneş ışınları bir yere ne kadar dik düşerse, orası o kadar fazla  ısınır. Düşme açısı küçüldükçe ısınma azalır. Düşme açısını belirleyen etkenler  şunlardır:  a. Dünya’nın şekli ve enlem: Dünya’nın şekline bağlı olarak, Ekvator’dan  kutuplara doğru gidildikçe güneş ışınlarının yere düşme açıları küçülür. Bunun  sonucunda da Ekvator’dan kutuplara gidildikçe sıcaklık azalır.
  b. Yaşanan Mevsim: Dünya’nın eksen eğikliği ve yıllık hareketine bağlı  olarak güneş ışınlarının düşme açısı yıl boyunca değişir.  Buna göre, Kuzey Yarım Küre, yaz mevsiminde güneş  ışınlarını daha dik, kışın daha eğik alır. c. Günün Saati: Dünya’nın günlük hareketine bağlı olarak, güneş  ışınlarının bir noktaya geliş açısı gün boyunca değişme gösterir. Güneş ışınları  sabah ve akşam eğik açıyla, öğle vakti ise gelebileceği en dik açı ile  gelir. d. Bakı ve eğim: Güneş ışınlarının düşme açısı, yerşekillerinin  Güneş’e bakma durumuna göre (Bakıya göre) ve yerşekillerinin eğimine göre  değişir.  2. Güneş ışınlarının atmosferde katettiği  yol Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol uzadıkça  enerji kaybı o oranda artar. Dik açı ile gelen ışınlar daha kısa bir yoldan  yeryüzüne ulaşır ve daha az kayba uğrar. (Ekvator çevresi gibi) Dar açı ile gelen ışınlar ise, daha uzun bir yoldan  yeryüzüne ulaşır ve daha fazla kayba uğrar. (Kutup çevreleri gibi)  3. Güneşlenme Süresi Güneşlenme süresi arttıkça sıcaklık artar. Yaz  aylarında güneşlenme süresi fazla olduğundan sıcaklık değerleri yüksektir. Yine  gün içinde en yüksek sıcaklıkların tam öğle vakti değil, öğleden birkaç saat  sonra olması güneşlenme süresi ile ilgilidir. Geceleri ise, Güneş’ten enerji  alınmadığı için soğuma görülür. Bu nedenle günün en soğuk anı, sabah Güneş  doğmadan önceki andır.  4. Yükselti Troposfer katında, yerden yükseldikçe sıcaklık  değerleri her 100 m. de 0,5 °C azalırken, alçaldıkça her 100 m. de 0,5 °C  artar.  5. Kara ve Denizlerin Dağılışı Aynı miktarda güneş enerjisi alan karalar ve  denizler aynı derecede ısınmazlar. Karalar denizlere oranla daha fazla ve çabuk  ısınırken, denizler daha az ve geç ısınırlar. Yine karalar denizlere oranla daha  fazla ve çabuk soğurken, denizler daha az ve geç soğurlar.  6. Nem Miktarı Nem, bir yerin fazla ısınması ve soğumasını önler.  Sıcaklık farkını azaltır. Güneş ışınlarının dik ve dike yakın geldiği Ekvator  çevresi Dünya’nın en sıcak yerleri olması gerekirken, nemin fazlalığından dolayı  olmamıştır. Dünya’nın en sıcak yerleri ise Dönenceler civarı (Tropikal çöller)  olmuştur. Kış mevsiminde, havanın bulutlu olduğu günlerde,  ısı kaybı azaldığından sıcaklık değerleri yüksektir. Havanın bulutsuz olduğu  günlerde ise, ısı kaybı daha fazla olduğundan sıcaklık değerleri düşüktür. Kuru  ve ayaz bir hava yaşanır.  7. Okyanus Akıntıları Okyanus akıntıları, hem denizler hem de karalar  üzerinde havanın sıcaklığını etkilerler. Bu akıntılar sıcaklığın Ekvator’dan  kutuplara doğru düzenli olarak azalmasını engeller. Ekvator yönünden gelen Gulf – Stream, Brezilya,  Kuroşivo ve Alaska gibi akıntılar sıcaklığı yükseltir. Buna karşılık, kutup  yönünden gelen Labrador, Kanarya, Oyaşivo, Benguela ve Kaliforniya gibi  akıntılar sıcaklığı düşürür.  8. Rüzgârlar Kuzey Yarım Küre’de güneyden, Güney Yarım Küre’de  de kuzeyden esen rüzgârlar, Ekvator yönünden geldikleri için sıcaklığı artırır.  Kutup yönünden gelen rüzgârlar ise, sıcaklığı düşürürler. Bu durum enlem –  sıcaklık ilişkisine örnektir. Denizden karaya doğru esen rüzgârlar kışın ılıtıcı,  yazın ise serinletici etki yapar. Karadan denize doğru esen rüzgârlar ise, kışın  sıcaklığı düşürücü, yazın ise sıcaklığı yükseltici etki yapar.  9. Bitki Örtüsü Bitki örtüsü, güneş ışınlarının bir kısmını emerek  gündüz yerin fazla ısınmasını önler. Gece ise, yerden ışıyan sıcaklığın bir  bölümünü tutarak fazla soğumayı engeller. Bunun sonucunda, bitki örtüsünün gür  olduğu alanlar ile seyrek olduğu alanlar arasında, sıcaklığın dağılışı açısından  önemli farklar ortaya çıkar.  SICAKLIĞIN YERYÜZÜNDEKİ  DAĞILIŞI Sıcaklığın yeryüzüne dağılışı izoterm  adı verilen eş sıcaklık eğrileri ile gösterilir. Sıcaklık haritalarına  ise izoterm haritaları denir. izoterm haritaları günlük, aylık  ve yıllık olabilir. Bu haritaların bir kısmı gerçek sıcaklıkları gösterir.  Bunlara gerçek izoterm haritaları denir. Bu haritalarda  yükseltinin etkisi hesaba katılır. Bir de, yükselti değerleri her yerde sıfır  metre kabul edilerek, sıcaklık değerlerinin buna göre düzenlenip çizildiği  haritalar vardır. Bu haritalara da indirgenmiş izoterm haritaları  denir. Her yerin gerçek sıcaklığına, yükseltiden dolayı kaybettiği  sıcaklığın eklenmesiyle indirgenmiş sıcaklık bulunur. Örneğin, 1000 m. yükseklikteki bir yerin gerçek  sıcaklığı 16°C ise, buranın indirgenmiş sıcaklığı;  Dünya Yıllık Ortalama Sıcaklık  Dağılışı    Yeryüzünde üç farklı sıcaklık kuşağı  oluşmuştur.
   Dünya Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık  Dağılışı Genel olarak (Dünya’nın şekli sonucu) Ekvator’dan  kutuplara gidildikçe sıcaklık azalır. Ancak en yüksek sıcaklıklara dönenceler  çevresinde rastlanmaktadır. Kuzey Yarım Küre, Güney Yarım Küre’den daha  sıcaktır. Çünkü, Kuzey Yarım Küre’de karalar, Güney Yarım Küre’de denizler daha  fazla yer kaplar. Kuzey Yarım Küre’de, yüksek enlemlerdeki karaların  batı kıyıları, doğu kıyılarına göre daha sıcaktır. Sebebi, sıcak okyanus  akıntılarıdır. (Gulf – Stream, Alaska, vb.) Kuzey Yarım Küre’deki sıcaklık farkları Güney Yarım  Küre’den daha fazladır. Sebebi, kara – deniz dağılışıdır.
   Dünya Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık  Dağılışı Ocak ayında, Kuzey Yarım Küre’de kış mevsimi  yaşanır. Bu ayda Dünya’nın en soğuk yerleri Sibirya, Kanada  ve Grönland’ın kuzey bölgeleridir. Bu ayda Dünya’nın en sıcak yerleri, Oğlak Dönencesi  üzerindeki kara içleridir.
   B. BASINÇ ve RÜZGÂRLAR  BASINÇ Atmosferi oluşturan gazların yeryüzüne yaptığı  etkiye basınç denir. Basınç barometre ile  ölçülür. Basıncın değeri milibar (mb) denilen birimle  belirtilir. Aynı basınca sahip olan noktaların birleştirilmesiyle oluşturulan iç  içe kapalı eğrilere ise izobar adı verilmektedir. Atmosfer basıncını etkileyen faktörler  şunlardır:  1. Yerçekimi Yerçekiminin etkisiyle gazlar Dünya’yı çepeçevre  kuşatmıştır. Yükseklere doğru çıkıldıkça ve alçak enlemlere doğru geldikçe  yerçekimi azalır. Buna bağlı olarak basınç da azalır. Yerçekimi ile basınç arasında doğru orantı vardır.  Yerçekimi arttıkça basınç artar, yerçekimi azaldıkça basınç azalır.  2. Yükselti Yükseldikçe basınç azalır. Bunun nedeni, yükseklere  doğru çıkıldıkça Atmosfer’i oluşturan gazların yoğunluklarının yerçekimi  etkisiyle azalmasıdır. Basınç ile yükselti arasında ters orantı vardır.    3. Termik Etkenler (Sıcaklık) Sıcaklığın artmasıyla hava genişler, hafifler ve  yükselir. Yükselen havanın yere yaptığı basıncın azalmasıyla, alçak basınç  alanları doğar. Sıcaklığın azalmasıyla soğuyan havanın hacmi  daralır, ağırlaşır ve alçalır. Alçalan havanın yere yaptığı basıncın artmasıyla  yüksek basınç alanları doğar. Bu şekilde, ısınma ve soğumaya bağlı olarak oluşan  basınç merkezlerine termik basınç merkezleri denir. Örneğin,  Ekvator çevresi sürekli sıcak olduğundan, burada termik alçak basınçlar  oluşmuştur. Kutuplar civarı ise, sürekli soğuk olduğundan burada da termik  yüksek basınçlar oluşmuştur. Sıcaklık ile basınç arasında ters orantı vardır.    4. Dinamik Etkenler Hava kütlelerinin alçalarak yığılması veya  yükselerek seyrekleşmesi sonucunda ortaya çıkar. Örneğin, troposferin üst kısımlarında, Ekvator’dan  kutuplara doğru esen Ters (üst) Alize rüzgârları  Dünya’nın dönme hareketinin etkisiyle 30° enlemleri civarında alçalarak  yüksek basınç alanlarını oluştururlar. Bununla birlikte, Batı ve Kutup rüzgârları da 60°  enlemleri civarında karşılaşınca yükselirler ve burada alçak basınç alanlarını  oluştururlar. işte, bu şekildeki hava hareketlerine bağlı olarak  oluşan basınç merkezlerine de dinamik basınç merkezleri  denir. Atmosfer basıncı, yere yaptığı basınç  derecesine göre üçe ayrılır. Normal Basınç: 45° enlemlerinde,  deniz seviyesinde, 0°C sıcaklıkta, 760 mm yüksekliğindeki cıvanın yaptığı  basınca eşit olan atmosfer basıncına normal basınç denir. Bu  basınç 1013 milibardır. Yüksek Basınç (Antisiklon): 1013  milibardan daha yüksek olan basınçlara yüksek basınç denir.  Yüksek basıncın görüldüğü yerlerde alçalıcı hava hareketleri vardır. Alçak Basınç (Siklon): 1013  milibardan daha az olan basınçlara alçak basınç denir. Alçak  basıncın görüldüğü yerlerde yükselici hava hareketleri vardır.  YERYÜZÜNDEKİ SÜREKLİ BASINÇ ALANLARI 1. Termik Kökenli Basınç  Alanları •  Ekvatoral Alçak Basınç Alanı  (Tropikal Siklon) Ekvatoral bölge üzerinde bütün Dünya’yı kuşatan  sürekli bir alçak basınç alanı uzanır. Bunun nedeni buraların devamlı  ısınmasıdır. Bu basınç kuşağı kışın güneye, yazın da kuzeye doğru  genişler. • Kutuplar Yüksek Basınç Alanı  (Polar Antisiklon) Kutuplar yıl boyunca soğuk olduklarından, buralarda  sürekli bir yüksek basınç alanı oluşmuştur. Bu basınç alanı kışın genişler,  yazın da daralır.  2. Dinamik Kökenli Basınç  Alanları • Ekvator Üstü Yüksek Basınç Alanı  (Subtropikal Antisiklon) Ekvatoral bölgede, ısınarak yükselen hava kütleleri  üst alizeler halinde kutuplara doğru eserken, gerek Dünya’nın ekseni etrafında  dönmesinden, gerekseyerçekimi ve soğumadan dolayı 30° enlemleri civarında  alçalır. Sonuçta, bu enlemlerde yüksek basınç alanı oluşur. • Kutup Altı Alçak Basınç Alanı  (Subpolar Siklon) Batı ve Kutup rüzgârları, 60° enlemleri civarında  karşılaştıktan sonra yükselirler. Sonuçta bu enlemlerde alçak basınç alanı  oluşur.  RÜZGÂRLAR Yüksek basınç (antisiklon) alanlarından alçak  basınç (siklon) alanlarına doğru olan yatay hava akımlarına rüzgâr denir.  Rüzgârın yönü, coğrafi yönlerle ifade edilir. Rüzgâr hızı anemometre  adı verilen aletle ölçülür.  Rüzgârın hızını etkileyen  faktörler a. Basınç farkı: Rüzgârın hızı basınç farkıyla doğru  orantılıdır. Basınç farkı çok ise rüzgâr hızlı, basınç farkı az  ise rüzgâr yavaş eser. iki bölge arasındaki basınç farkının sona ermesi ile  rüzgâr etkinliği kaybeder. b. Basınç merkezleri arasındaki uzaklık:  Aynı basınç farklarına sahip,  birbirinden farklı uzaklıktaki noktalar arasında rüzgârların hızı farklıdır.  Birbirine yakın olan noktalar arasında, izobar yüzeylerinin eğimi fazladır ve  rüzgâr hızlı eser. Birbirine uzak olan noktalar arasında ise, izobar  yüzeylerinin eğimi azdır ve rüzgâr yavaş eser. Temmuz ayında, Kuzey Yarım Küre’de yaz mevsimi  yaşanır. Bu ayda, Dünya’nın en sıcak yerleri Büyük Sahra,  Arabistan Yarımadası’nın iç kısımları, iran, Orta Asya, Meksika, Amerika’nın  orta kesimleri ve Arizona çevresidir. Bu ayda Dünya’nın en soğuk yerleri Antarktika  Kıtası’ndadır.
  c. Dünya’nın Dönmesi: Dünya’nın dönüşüne bağlı olarak rüzgârlar, düz  çizgiler yerine saparak hareket ederler. Bu sapmalar ise onlara hız  kaybettirir. d. Sürtünme: Engebeli arazilerde rüzgârlar çok fazla engellerle  karşılaştığı için hızları azalır. Bundan dolayı, rüzgârların hızı, sürtünmenin  azaldığı düz ve açık alanlarda fazladır.  Rüzgârın yönünü etkileyen  faktörler a. Basınç merkezlerinin konumu:  Rüzgârın yönünü belirleyen, öncelikle basınç merkezlerinin konumudur. Basınç  merkezleri yer değiştirdikçe rüzgârın yönü de değişir. b. Yeryüzü şekilleri: Rüzgârlar  basınç merkezleri arasında hareket ederken, yeryüzü şekillerine çarparak yön  değiştirirler. Bir bölgede rüzgârın yıl içerisinde en fazla estiği  yöne hakim rüzgâr yönü denir. Hakim rüzgâr yönü yerşekillerine  göre ortaya çıkar.  Yukarıdaki grafiğe, rüzgâr gülü  diyagramı adı verilir. Bu grafikte A merkezine, rüzgârların büyük bir  çoğunlukla kuzeydoğu ve güneybatı yönlerinden estiği dikkate alınırsa, bu  yerleşim yerinin kuzeydoğu-güneybatı uzantılı bir vadide yer aldığı  söylenebilir. c. Dünya’nın Dönmesi: Dünya’nın  kendi ekseni etrafında dönmesi sonucunda, rüzgârlar basınç merkezleri arasındaki  en kısa yolu izleyemezler. Rüzgârlar, Kuzey Yarım Küre’de hareket yönünün  sağına, Güney Yarım Küre’de ise hareket yönünün soluna saparlar. Yüksek basınç alanlarında rüzgârlar, merkezden  çevreye doğru hareket ederler.  Alçak basınç alanlarında ise rüzgârlar, çevreden  merkeze doğru hareket ederler.   |