Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda  
Ana Sayfa'ya Git Forum'a Git Arşiv
Go Back   Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda >

9.SINIF COĞRAFYA

> 9. SINIF CEVABI ARANAN SORULAR

Bir soruda benden.. (Dünya'nın Ekseni Neden Eğiktir?..)

Bir soruda benden.. (Dünya'nın Ekseni Neden Eğiktir?..) Eksen eğikliği 23 27 olarak ifade edilir.Peki eksen neden eğiktir ? Kaynak: Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda ...
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack (1) Seçenekler
Alt 28-Ocak-2011, 02:57   1 links from elsewhere to this Post. Click to view. #1 (permalink)
hologram
Yeni Üye
 
hologram - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 21-Ekim-2010
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 4
Teşekkürleri: 0
12 mesajına 71 kere teşekkür edildi.
Lightbulb Bir soruda benden.. (Dünya'nın Ekseni Neden Eğiktir?..)

Eksen eğikliği 23 27 olarak ifade edilir.Peki eksen neden eğiktir ?


hologram isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
hologram kullanıcısına teşekkür edenler:
zübeyde21 (19-Ocak-2015)

Alt 28-Ocak-2011, 11:31   #2 (permalink)
merve cangül
Özel Üye
 
merve cangül - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15-Mayıs-2010
Yaş: 43
Mesajlar: 516
Teşekkürleri: 539
100 mesajına 582 kere teşekkür edildi.
Standart

dünyanın güneş karşısındaki konumundan dolayı
merve cangül isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
Alt 28-Ocak-2011, 12:11   #3 (permalink)
GUNBAN
Bizim Coğrafya Yöneticisi
 
GUNBAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009
Ad- Soyad: Güngör ÇOBAN
Bulunduğu yer: ADANA
Yaş: 63
Mesajlar: 2.806
Teşekkürleri: 1.690
1.107 mesajına 8.957 kere teşekkür edildi.
Standart

Bu konuda bilgilerimizin çok da yeterli olduğunu söylemek mümkün değil diye düşünüyorum.Ve bir iki cümle ile de açıklayabileceğimizi düşünmüyorum. Bununla ilgili olarak Türkiye'de yazılan ender yazılardan birisi Doğu Ateş Hocamızın araştırmasıdır.

EKSEN EĞİKLİĞİ İLE İLGİLİ BAZI TEMEL BİLGİLER

Değerli coğrafya öğretmenleri, eksen eğikliği aslında bütün öğretmenler tarafından bir şekilde anlatılan (?) öğrencilerin kontrpiye sorularında ise kaçamak cevaplar verilerek geçiştirilen bir konudur. Mesela çok değerli bir meslektaşım öğrencilerin ısrarlı sıkıştırmaları sonucunda "Allahın işine fazla karışmayın" şeklinde bir cevap üretmişti. Aslında bu konunun gerçek sorumlusu bugüne kadar konuyu net biçimde açıklamayan biz coğrafyacılarız. Aşağıdaki bilgiler genel olarak her öğretmen arkadaşımızın bilmesi gereken temel bazı bilgileri içermektedir. Metnin yazılış amacı zaman zaman mail grubumuzda, zaman zamanda diğer coğrafya forumlarında tartışılan bu konuya hemen hemen hiç bir sağlıklı cevap verilmemiş olmasıdır. Metni yazma düşüncem bundan çok öncesine aitti, lakin çeşitli sıkıntılar nedeniyle yazmak ancak bu gün gerçekleşti. Konu aslında alabildiğine karışık ve iyi düzeyde fizik -astronomi bilgisine sahip olmayı gerektiriyor. Ama ben elimden geldiğince özetlemeye ve bizim işimize yarayacağı şekliyle anlatmaya çalıştım. Eksik ve hataları olabileceğini baştan belirteyim. Bu konuda ilgi ve desteklerinizi bekliyorum.
Çalışmaya başlamadan önce kabaca bir fikir sahibiydim. Ve bu fikrim çalışmanın uzaması ve uzadıkça da aklımdaki her şeyin ters yüz olmasıyla sonuçlandı. Bu süre zarfında konuyla ilgili hiçbir şeye yakın bir şeyler bulmayı başarmış bulunuyorum. İlginç bir nokta ama astronomi ile uğraşanlar, öğretim üyeleri ve diğer ilgili kişiler de en az bizim kadar eksen eğikliği konusuna bilgisiz kalmış görünüyor. Bu konuda en az 20 kişiye mail attım çok az bir bölümünden yanıt geldi. Gelen yanıtlarda da genellikle kaçamak cevaplardan başka hiçbir şey bulduğumu söyleyemem. Kaynak yetersizliğinin yanı sıra internette bu konuyu aramanın ve ortaya çıkan binlerce sayfalık -yabancı dildeki- döküntünün içinden mantıklı bir şeyleri bulmak da en az sürecin kendisi kadar zor oldu. Aşağıda bahsi geçenlerin tümüyle doğru ya da tümüyle yanlış olduğu söylenemez. Eksen kavramını açıklamak ne derece zorsa da ekseni etkileyen faktörleri açıklamak o derece kolay gözüküyor.
Bu arada şunu asla unutmamak lazım ki insanın -boyutuyla oranlandığında- en az bilgiye sahip olduğu konu uzaydır. Bu nedenle soruların ve şüphelerin asla sonu gelmez… Diğer taraftan bu yazının amacı tümüyle Dünyanın uzaydaki varlığını açıklamak değil, bilakis eksen eğikliği ile ilgili bilgileri ana hatlarıyla paylaşmaktır.
Bütün meslektaşlarıma saygı ve başarı dileklerimle….

Eksen Eğikliği
Eksen kavramına girmeden önce bu konudaki yanlış bir düşünceyi baştan vurgulamak gerekmektedir. Dünya uzayda eğik durmamaktadır. Çünkü uzay cisimleri en başta kendi temel ekseni –yani merkezlerinden geçtiği düşünülen bir hattın- etrafında dönmektedir. Küçük varlığımızla biz insanlar yer’e ve onun dönüş eksenine bağlıyız. Geometrik bakımdan cisimlerin en uzun kirişi veya içinden geçen en uzun çizgi ekseni oluşturur. Buradan bakıldığında Dünyanın ekseni basık olan kutuplardan değil ekvatordan geçmelidir. Ama bizim için en temel eksen Dünyanın merkezi dönüş eksenidir. Dönüş ekseni astronomide alt eksen olarak kabul edilir .





Şekil 1: Eksen Dünyanın iki gerçek kutbundan geçtiği düşünülen hayali bir çizgidir.

Bu çizgi uzay boşluğunda yer alan Dünya için en alt koordinat hattını oluşturur. Dünya, bu çizgi merkezde olmak üzere batıdan doğuya doğru dönmektedir. Eksen kavramının somutlaştırılması için binlerce yıldır kutup yıldızından yararlanılmaktadır. Her ne kadar Dünyanın dönüş ekseni değişim gösterse de eksen hattı kabaca kutup yıldızı sabitlenmiştir.



Uzay 3 boyuta, hatta fizikçilere göre pek çok sayıda boyuta sahip olduğundan gök cisimleri için koordinat sistemi oluşturmak hemen hemen imkansız gibidir. Çünkü bütün gök cisimleri ve galaksiler hatta kainat dönmekte, değişmekte ve genişlemektedir.





Şekil 2: “A” gök cisminin uzay konumunu bilmemiz için en az 3 farklı gök cismine daha ihtiyacımız vardır. Ama bu gök cisimleri de bizim anladığımız anlamıyla koordinat kavramını oluşturamaz. Çünkü “A” da dahil olmak üzere tüm bileşenler hareketlidir.


Bu durumda Dünyanın konumunun belirlenmesi için daha büyük bir doğrultuya ihtiyacı vardır ki; Güneş bu ihtiyacı giderecek yegane gök cismidir. Dünya güneş çevresinde dönmektedir ve onun dönüş hattına yörünge adı verilir. Böylece Dünyanın ikinci bir ekseni (ya da tutanak noktası) ortaya çıkmış olur. Tam da burada şunu söylemek gerekiyor; bir şeklin eğik veya düz olduğunu onu ancak başka bir eksenle kıyasladığımızda somut olarak ortaya koyabiliriz. Dünya’da bu bakımdan büyük ve temel ekseni olan yörüngesine (ekliptik: yörüngenin düzlem olarak ele alınmasıyla oluşan hayali yüzey) eğik durması söz konusudur. Dünyanın kendi ekseni (rotasyon ekseni) ile Güneşin çevresindeki dönme düzlemi (ekliptiğe) arasında 66º33’ lık bir açı bulunmaktadır. Bu açısal duruş Dünyanın farklı alanlarının yıl içinde farklı mevsimleri yaşamasını sağlar. Yani Dünya eğik değil, dönme yüzeyine göre eğiktir.
Neden Eksen Eğikliği Var?
Boşlukta dönen her cisim ilksel dönüş eksenini dik tutmaya çalışır. Örnekle açıklarsak bir futbol topunun kenarına sert biçimde vurulduğunda havalanır, havada dönmeye başlar (topun merkezinden geçen hayali şişi eksen, üzerinde bulunduğumuz yüzeyi ekliptik düzlem kabul edelim). Dönen topun daima yataya dik durmaya çalıştığını görürüz ya da en azından enerjisi tükenene kadar dikey bir eksen oluşturur.
Her cisim Newton’un kütle çekim kanuna göre birbirini çeker ve iter. Gök cismi özelliği ile Dünya hem güneşin hem de ayın çekim etkisi altındadır (ve bunları çekmektedir). Özellikle güneş çekim etkisiyle Dünya eksenini ekliptiğe dikey hale getirmeye çalışmaktadır. Burada güneşin çekim etkisi, Dünyadan oldukça büyük olduğundan dolayı daha baskındır (Güneşin çapı Dünya çapının 110 katı hacmi 1.3 milyon katı ve ağırlığı 333.000 katı kadardır.).





Şekil 3: (www.wicipedia.com’dan) Dünyayı etkileyen çekim kuvvetleri, dönüş yönleri ve dönüş eksenin görünümü (Yeşil oklar güneşin çekim etkisini, beyaz daireler Presesyon konisini, pembe ve sarı daireler nutasyon salınımını, kırmızı elips ise yörüngeyi göstermektedir.).


Top örneğine dönersek Dünya bir kenarından sert biçimde vurularak savrulmuş (falso almış) bir futbol topu gibi uzayda dönerek dışa doğru savrulmaya çalışmaktadır. Güneş ise çekim etkisiyle bunun (dışa savrulmanın) önüne geçmeye çalışmakta ve Dünyanın dönüş merkezini (ekseni) kendine doğru eğmeyi arzulamaktadır. Güneşin çekim etkisi ne denli güçlü olsa da Dünya her geçen gün güneşten bir miktar uzaklaşmaktadır.
Öyleyse Güneşin de çabasına rağmen neden Dünyanın ekseni eğik? Bu konuda ortaya atılan iki temel görüş vardır.
1. İlk görüşe göre Dünya oluşumu sırasında asli konumunu bu şekilde kazanmıştır. Yani büyük patlamayla birlikte uzay boşluğuna savrulan Dünya, savrulma şekli, çekim etkenleri, kütlesi ve kimyasal bileşimi nedeniyle eğik durmakta ve bu duruşunda ısrarcı olmaktadır.
2. İkinci görüşe göre Dünyanın oluşum evresinde öncelikle Güneş çevresindeki gazlar yoğunlaşarak gezegenleri oluşturmuştur. 4 milyar yıl önce gezegenler küçük gaz parçalarının bir araya gelerek yoğunlaşmasıyla oluşmaya başlamış, bu parçalar giderek yörüngelerindeki bütün diğer küçük parçaları da bünyelerine katmışlardır. Ancak giderek büyüyen ve çekim gücü artan bu ilksel kütleler, yörüngelerindeki diğer unsurları (planetesimal) kendilerine çekmişler, birleşmeler ise büyük çarpışmalar şeklinde gerçekleşmiştir. Günümüzde de gezegenlerin yüzeyinde gözlenen dev kraterler bu birleşmelerin sonucunda ortaya çıkmıştır. Atmosfer, yağmur, rüzgar gibi dış kuvvetleri olmayan gezegenlerde bu kraterler hala bol miktarda görülmektedir.

“Gezegenleri meydana getiren unsurlar (planetesimaller) farklı boyutlardaydı. Bu nedenle birleşmeler sırasında yaşanan çarpışmalar hem yörünge de hem de dönüş ekseninde bozulmalara yol açmıştır. İste bu nedenle her gezegenin dönme ekseninin eğimi farklı farklıdır. Özellikle Uranüs ve Pluto'nun dönme eksenleri yörünge düzlemlerinin içinde kalır, yani 90 derece civarlarındadır. Venüs daha da ilginçtir, diğer gezegenlere göre ekseni etrafında ters döner. Bunu açıklamak için gökbilimciler Venüs’ün oluşurken çok büyük bir cisimle çarpıştığını ileri sürerek modelleyebilirler, çünkü başka bir açıklama yoktur. (Altı çizili bölümler Prof. Dr. Ethem DERMAN’a aittir. Bu kuram ise Wyoming üniversitesi öğretim üyesi Scott J. Badham’a aittir.)”

Yukarıdaki satırlardan da anlaşılacağı üzere eksen eğikliğinin somut bir açıklaması bilinmemektedir. Ancak astronomlar özellikle göktaşı çarpmalarının Dünyanın ve diğer gezegenlerin oluşumunda önemli sonuçlar doğurduğu noktasında birleşmektedir.

Gelelim benim açıklamama… Ben ne bir astronom ne de iyi bir araştırmacıyım. Fakat bu konuya ilgi duyduğum günden bu yana mesele hakkında kafamda genel bir kanı oluştu. Ve bu kanının da büyük ölçüde doğru olduğunu düşünüyorum. Bu satırlardan sonra sizlerinde bana hak vereceğini düşünüyorum.
“Dünya hem Güneşin hem de Ayın çekim etkisindedir” demiştik. Özellikle Ay Dünyadan oldukça küçük olmasına rağmen Dünyayı daha güçlü biçimde etkilemektedir. Bu etki hem gelgit hem de aşağıda açıklayacağımız Presesyon-nutasyon olaylarıyla açığa çıkar. Ay güneş ekseni ve kendi ekseninde dönen Dünyayı her geçen an biraz daha yavaşlatmaktadır. Dünya ayın çekim gücü nedeniyle yörüngesinde her gün belirli bir oranda yavaşlamaktadır. Ayın yavaşlatma hızı günlük 0,00164 saniyedir. Yani her gün (bir güneş günü 24 saat) 0,00164 saniye uzamaktadır. Bizim gibi kısa yaşam sürecine sahip varlıklar için çok da önemli olmayan bu zaman milyarlarca yıllık jeolojik zaman için büyük bir öneme sahiptir.
Örneğin, 400 milyon yıl önce bir güneş günü 21,5 saat, güneş yılı ise 405 gününden oluşmaktaydı. 200 milyon yıl önce ise bir güneş yılı 385 gün, bir gün ise bugünkü ölçülere göre 23 saatti (Demirsoy 2000, s 164). Bu durum gerek jeolojik-jeomanyetik gerekse de diğer bilimsel metotlarla kesin olarak kanıtlanmıştır (Ayrıntı için, Demirsoy 2000). Öyleyse Dünya her geçen gün, her iki eksendeki hızını kaybetmektedir.
Bu durum neden bu kadar önemli… Çünkü Dünya ve diğer gezegenler oluşumları sırasında merkezi bir kütleden kopmuş parçalar olduklarından, hemen hepsinin aynı yönde ve büyük ölçüde birbirine uyan eksenlerde hareket etmesi gerekirdi. Ama günümüzde tüm gezegenlerin farklı eksenlere (eğikliklere) sahip olduğunu görüyoruz. İşte bunun sebebi Dünyanın aynen boşlukta dönen bir futbol topu gibi giderek enerjisini yitirmesi ve bu nedenle de eksenini yani rotasını kaybetmesidir. En somut biçimiyle açıklarsak yere atılan bir topaç başlangıçta büyük bir hızla dönecektir (eksen dik, hız maksimum). Bir süre sonra topacın hızı azalacak ve yalpalamaya başlayacak (eksen eğildi, hız azalmakta), sonuç olarak topacın yalpalaması geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaştığından, topaç artık devrilecek ve kinetik enerjisini tümüyle kaybedecektir. İşte bu hikaye Dünyanın dün, bugün ve yarınını anlatmaktadır. Bizim için oldukça büyük olan bu zaman dilimleri ve olgular uzay ve kainat ölçeğinde ancak denizde bir kum tanesi olarak nitelendirilebilirler.

Yani eksen eğikliğinin nedeni, Dünyanın dönüş hızının Ay ve Güneşin çekim etkisiyle giderek azalmasıdır. Bu azalmanın ilerleyen evrelerinde Dünyada yaşam tümüyle yok olacak, mavi gezegenimizin bugün uzayda tepetaklak hareket eden Uranüs’ten hiçbir farkı kalmayacaktır.
Açıklamamız inandırıcı olmakla beraber bilimsel temelden yoksundur. Her ne kadar Dünyanın giderek yavaşladığını bilsek de yavaşlamanın ekseni tam olarak nasıl bozduğunu açıklayacak sayısal tabandan yoksunuz. Fakat kuşkusuz ki bu yavaşlama hem canlılığın oluşumunu hem de yok oluşunu sağlayan en temel dinamiktir. Burada şunu da vurgulamak gerekir; her gezegenin oluşum yaşı birbirinden farklıdır. Bu nedenle gezegenlerin eksen eğikliklerinin yaşlarıyla da doğrudan ilişkili olduğunu düşünmek gerekmektedir. Diğer taraftan uydusu bulunan gezegenlerin eksende daha farklı özellikler taşıdığını ve eksen bileşenlerinin daha fazla değiştiğini belirtmeliyiz.
Presesyon-Nutasyon SalınımlarıOlayın kuramsal kısmını geride bıraktıktan sonra gerçeklere dönelim. Eksen kavramını açıklamak için genellikle aynı örnek kullanılmaktadır. Dünya çoklukla bir topaca benzetilir. Yere döndürülerek bırakılan bir topaç dönüş eksenine dik biçimde tutularak (kutbundan tutularak) ekseni bozulmak istendiğinde bu harekete karşı büyük bir direnç gösterir. Yani dönme olayı sırasında bütün cisimler sabitlenme (bir noktada kalarak dönmeye devam etme) arzusu duymaktadır. Bu durumu hassas biçimde anlamak için “Jiroskop” denilen araçlar yapılmıştır . Dünya da uzayda dönen tipik bir jiroskoptur (Demirsoy,2000). Ayrıca, Dünya uzay boşluğunda sürtünmesiz olarak dönmektedir.





Şekil 4: Eksen, ekliptik ve presesyonun genel görünümü.


( Jiroskop: Yön ölçümü veya ayarlamasında kullanılan, açısal dengenin korunması ilkesiyle çalışan bir alet. 1852'de Fransız deneysel fizikçi Leon Foucault tarafından icat edilmiş, basit bir düzenek olduğu halde fazla değişmeden günümüzde de gemi ve uçakların yön bulmakta kullandıkları cihaz. Alet, dingil üzerinde hareket eden dönen bir tekerlekten ibarettir. Alet dönerken , tekerleğin açısal dengesine göre yönünü düzeltir. Özellikle uçak, gemi ve uzay araçlarında kullanılmaktadır. Jiroskop çevresindeki diskler yön değiştirse de tekerlek daima dönme ekseninin durumuna göre konumlanmaktadır. Yani dış etkenlerle dengesi bozulsa da daima dönüş ekseninin durumuna geri dönen bir araçtır (www.wicipedia.com-turk, Demirsoy 2000, jiroskop - itü sözlük).)
Dünya denilen jiroskop eksenini (eğik durumunu) bozmadan milyonlarca yıldır dönmektedir. Fakat ekseni üzerinde özellikle ayın etkisiyle sallantılar yaşamaktadır. Bunlardan ilki presesyon yani sallabaş osman hareketi, ya da bilimsel adıyla baş sallama olayıdır (Dünya bir nevi hacıyatmaz misali devrilme eğiliminde olsa da tekrar eski konumuna dönmektedir).
Baş sallama olayına bağlı olarak, Dünyanın ekseninin eğim yönü 25.800 yılda bir değişir, ancak ekliptik ile eksen arasındaki açı değişmez .
Çizim üzerinde gösterilirse;





Şekil 5: (Strahler’den küçük değişikliklerle) Presesyon olayının oluşumu. Dünya güneşin etkisiyle ekliptiğe eğik durmakta, ancak ay bu duruşu çekim gücüyle bozmaya çalışmaktadır. Ay Dünyanın hacmen 0.020’si kadar, kütle bakımından 0.0123’ü kadardır. Ayın zayıf çekim gücü Dünyanın eksenini tam olarak bozmaya yetmemekte, fakat presesyonla eksen konisinin oluşmasını sağlamaktadır.





Şekil 6. (www.wicipedia.com’dan) Dünyanın dönüş yönü ile presesyon dönüş yönü birbirinin tersi doğrultudadır.


(Bu bölümün yukarıda bize ait eksen eğikliği oluşumu açıklamasıyla tezat oluşturduğu görülmektedir. Ancak burada açıklamaların eksenin (21-25 arasında) değişmez kabul edilerek yapılmasından dolayı böyle bir tezatlık oluşmaktadır. Eksenin geçmişte daha az eğik olduğuna dair kanıt sunamamakla birlikte; durumun böyle olduğunu düşünmekteyim.)
Fakat, başta da belirttiğimiz gibi bu olaylar kütle çekim kanununa bağlı olduğundan, uzayda yaşanan çekim olaylarını sağlayan güçler homojen değildir. Bu nedenle eksen eğikliğinde 18,6 yılda bir değişim gösteren küçük dalgalanmalar (salınımlar) yani “Nutasyon” olayı yaşanmaktadır. Nutasyon kelime anlamı olarak “baş sallaması” anlamına gelmektedir. Fakat genel olarak hem presesyona hem de nutasyona aynı isim verilmektedir. Topaç örneğini tekrar hatırlarsak, enerjisi giderek tükenen bir topaç nasıl titremeye başlarsa Dünya da nutasyon hareketi yoluyla titremektedir.
Presesyon olayı, Milutin Milankoviç tarafından kesin olarak tespit edilmiş olup, buzul çağlarının oluşumunu en iyi açıklayan teori olarak bugün bütün Dünyada kabul görmektedir.
Diğer Gezegenlerde Eksen Eğikliği Var Mıdır?
Evet vardır. Örneğin ayın eksen eğikliği 6º dir.
Gezegen Eksen Eğikliği(°)
Merkür 0,1
Venus 177,36 (Ters dönüş)
Dünya 23.439
Mars 25.19
Jupiter 3.13
Satürn 26.73
Uranüs 97.77
Neptun 28.32 (ters dönüş)
Pluton 119.61

Tabloda bazı gezegenlerin eksen eğikliği verilmiştir (wicipedia.com - En iyi wikipedia,online lexicon,enzyclopedia bilgi ve alim kaynaklar. Bu alan adi satilik.). Buna göre uzayda yalnız Dünyanın değil hemen her gezegenin bir eksen eğikliği vardır.





Şekil 7. Gezegenler ve eksen eğiklikleri.


Neden Bütün Gezegenler Aynı Eksen Eğikliğine Sahip Değil?
Gezegenler ve evren büyük patlama sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu patlama sonrasında tüm gezegenler aynı kimyasal bileşimle uzay boşluğuna dağılmamıştır. Örneğin Güneş’te hidrojen ve helyum baskın, Dünyada ise demir nikel ve silisyum baskındır. Yani her gezegen veya gökcisminin kimyasal bileşimi ve kütlesi farklılıklar göstermektedir. Bu nedenle çekim etkileri (uzaklık da hesaba katıldığında) büyük oranda değişkendir.
Diğer taraftan biz büyük patlama sırasında gezegenlerin nasıl biçimde uzaya savrulduğunu bilmiyoruz. Bilinen gökcisimlerinin tümünün uzayda elips yörüngeler oluşturacak şekilde döndüğü ve giderek birbirinden uzaklaştığıdır (DEMİRSOY 2000). Bu bakımdan gökcisimlerinin ilksel savrulma pozisyonunun da eksen üzerinde etkili olduğu unutulmamalıdır.
Eksen eğikliğini oluşturan faktörleri toparlarsak;
- Oluşum şekli
- Kimyasal bileşim
- Kütle
- Gökcisimleri arası uzaklık
- Uydularının varlığı ve konumu
- Dönüş hızı
- Manyetik alanların çekme-itme etkisi (ve daha pek çok şey)

Unutmadan belirtilmesi gereken bir mesele de Venüs ve Neptünün eksende dönüş yönünün farklı olmasıdır. Burada bazı meslektaşlarımız bu gezegenlerin yörüngede ters döndüğü gibi bir yanlış anlamayla karşı karşıya kalmıştır. Ancak; Venüs ve Neptün diğer güneş sistemi gezegenlerinin aksine kendi ekseni etrafında doğudan batıya doğru dönmektedirler. Bu dönüşün nedeni olarak göktaşı çarpması açıklaması yapılsa da bugün için bu teori tam olarak kabul görmemiştir. Yine başa dönersek burada ters dönme durumunun büyük patlama sırasında oluşan bir olgu olarak ele alınması gerektiği düşünülmektedir.

Eksen Eğikliği Değişebilir Mi?
Evet değişebilir. Eksen eğikliği zaten değişkendir. Ekseni değiştiren güçler Dünyanın eksenini dik hale getirmeye çalışması ve Ayın çekim gücünün ekseni bozmasıdır. İşte bu nedenle eksen eğikliği nutasyon denilen olay nedeniyle 18 yılda bir değişime uğrar. Nutasyonun toplam değişim değeri 22.1° ve 24.5° arasındadır. Yani eksen 22.1° ile 24.5° arasında sürekli değişir. En düşük değer 22.1°, ortalama değer 23°27’, maksimum değer ise 24.5° dir.





Şekil 8: Nutasyon nedeniyle yaşanan eksen değişimi(wicipedia.com - En iyi wikipedia,online lexicon,enzyclopedia bilgi ve alim kaynaklar. Bu alan adi satilik.).
Şu An İtibariyle Eksen Eğikliği Ne Kadardır?
Yukarıda da belirttiğimiz gibi eksen eğikliği daima bir değişim içindedir. Sabit bir rakam olmamakla birlikte şu an eksen eğikliği 23º 44’ dır.
Dünyanın Gelecekteki Durumu Ne olacak?
Dünya ayın çekim gücü nedeniyle yörüngesinde her gün belirli bir oranda yavaşlamaktadır. Bu yavaşlatma hızı günlük 0,00164 saniyedir. Yani her gün (bir güneş günü 24 saat) 0,00164 saniye uzamaktadır. Çok düşük gibi gözüken bu rakamsal değer milyonlarca yıllık jeolojik zaman ele alındığında hiç de azımsanmayacak bir değerdir. Bunun en önemli kanıtı günümüzden 600 milyon yıl önce bir güneş gününün 20 saat güneş yılının ise 425 gün olmasıdır (Demirsoy,2000,s.164). Ayın Dünyayı yavaşlatması nedeniyle tahminen 3 milyar yıl sonra Dünyanın eksen hareketi sona erecek ve yaşam son bulacaktır.

UYARI: Dünyanın ekseni etrafındaki dönüşü ile yörüngesindeki dönüşü arasında doğrudan ilişki yoktur. Ay Dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüş hızını azaltmaktadır. Fakat güneş çevresindeki dönüş süresi değişmemektedir. Dünyanın Güneş çevresindeki dönüş süreci 8766 saattir (ortalama). Yani bir güneş günü 20 saat olduğunda bir yıl 438,3 gün olacaktır.

Kaynakça
Alan Stahler, Physical Geography, Wiley Sons Pub., 4rd. Edition, London
Ali DEMİRSOY, Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, Meteksan AŞ. Ankara 1996
Ali DEMİRSOY, Evrenin Çocukları “Yaratılışın Öyküsü”, Meteksan AŞ. Ankara 2000
İhsan KETİN, Genel Jeoloji, İTÜ Vakfı Yayınları, 1998
Oğuz EROL, Genel Klimatoloji
Ankara Üniversitesi Astronomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ethem DERMAN’a ilgisinden ötürü teşekkür borçluyum.
Web: wicipedia.com - En iyi wikipedia,online lexicon,enzyclopedia bilgi ve alim kaynaklar. Bu alan adi satilik. (english and french)

Konunun Daha İyi Anlaşılması İçin Önerilen Eserler.
Ali Demirsoy’un her iki eseri de bence tüm öğretmen arkadaşlarımızca okunmalıdır. Özellikle Evrenin Çocukları “Yaratılışın Öyküsü” kitabı içeriği ve bir entelektüelin ulaştığı düzeyi göstermesi bakımından büyük değere sahiptir. Türkiye Zoocoğrafyası ise aklımızda bulunan pek çok soru işaretine cevap veren büyük bir başyapıttır. Bu eser Türkiye’de coğrafyacılar tarafından tamamen unutulmuş veya üzerinde hiç durulmamış bir konunun ülkemizin en önemli bilim adamlarından biri tarafından ele alınarak hazırlanmış çalışmalardan biridir. Özellikle ilk 100 sayfasında biz eğitimcileri ilgilendiren konular bulunmaktadır.
Alan Stahler’in Dünyaca ünlü büyük eseri Physical Geography’nin hala dilimize çevrilmemiş olması ise biz coğrafyacıların önemli bir problemdir. Umarım ileride bu metni Türkçe versiyonuyla raflarımızda en güzel yere yerleştiririz.
Soru ve eleştirileriniz için doguatescografya@yahoo.com mail adresini kullanmanızı rica ederim. Saygılarımla….

D. Doğu ATEŞ
Ankara Lisesi Coğrafya Öğretmeni
__________________
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ, GÜNEŞLİ GÜNLER....
GUNBAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
GUNBAN kullanıcısına teşekkür edenler:
zübeyde21 (19-Ocak-2015)

Alt 28-Ocak-2011, 12:33   #4 (permalink)
GUNBAN
Bizim Coğrafya Yöneticisi
 
GUNBAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009
Ad- Soyad: Güngör ÇOBAN
Bulunduğu yer: ADANA
Yaş: 63
Mesajlar: 2.806
Teşekkürleri: 1.690
1.107 mesajına 8.957 kere teşekkür edildi.
Standart

Yine bu konuda; bilimsel bir konuda yapılan tartışma ODTÜ AAT Forumda şu şekilde açıklanmaktadır.
Gökbilim Sorularınız-Gökbilim Eğitimi-Gökbilim Kaynakları

'''Öyleyse Güneşin de çabasına rağmen neden Dünyanın ekseni eğik? Bu konuda ortaya atılan iki temel görüş vardır.
1. İlk görüşe göre Dünya oluşumu sırasında asli konumunu bu şekilde kazanmıştır.Yani büyük patlamayla birlikte uzay boşluğuna savrulan Dünya, savrulma şekli, çekim etkenleri, kütlesi ve kimyasal bileşimi nedeniyle eğik durmakta ve bu duruşunda ısrarcı olmaktadır.
2. İkinci görüşe göre Dünyanın oluşum evresinde öncelikle Güneş çevresindeki gazlar yoğunlaşarak gezegenleri oluşturmuştur. 4 milyar yıl önce gezegenler küçük gaz parçalarının bir araya gelerek yoğunlaşmasıyla oluşmaya başlamış, bu parçalar giderek yörüngelerindeki bütün diğer küçük parçaları da bünyelerine katmışlardır. Ancak giderek büyüyen ve çekim gücü artan bu ilksel kütleler, yörüngelerindeki diğer unsurları (planetesimal) kendilerine çekmişler, birleşmeler ise büyük çarpışmalar şeklinde gerçekleşmiştir. Günümüzde de gezegenlerin yüzeyinde gözlenen dev kraterler bu birleşmelerin sonucunda ortaya çıkmıştır. Atmosfer, yağmur, rüzgar gibi dış kuvvetleri olmayan gezegenlerde bu kraterler hala bol miktarda görülmektedir.
“Gezegenleri meydana getiren unsurlar (planetesimaller) farklı boyutlardaydı. Bu nedenle birleşmeler sırasında yaşanan çarpışmalar hem yörünge de hem de dönüş ekseninde bozulmalara yol açmıştır. İste bu nedenle her gezegenin dönme ekseninin eğimi farklı farklıdır. Özellikle Uranüs ve Pluto'nun dönme eksenleri yörünge düzlemlerinin içinde kalır, yani 90 derece civarlarındadır. Venüs daha da ilginçtir, diğer gezegenlere göre ekseni etrafında ters döner. Bunu açıklamak için gökbilimciler Venüs’ün oluşurken çok büyük bir cisimle çarpıştığını ileri sürerek modelleyebilirler, çünkü başka bir açıklama yoktur. (Altı çizili bölümler Prof. Dr. Ethem DERMAN’a ( derman@ankara.edu.tr ) aittir. Bu kuram ise Wyoming üniversitesi öğretim üyesi Scott J. Badham’a aittir.)”
__________________
GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ, GÜNEŞLİ GÜNLER....
GUNBAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
Alt 28-Ocak-2011, 14:47   #5 (permalink)
hologram
Yeni Üye
 
hologram - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 21-Ekim-2010
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 4
Teşekkürleri: 0
12 mesajına 71 kere teşekkür edildi.
Standart

Sayın hocam emeğiniz için teşekkür ederim..Yanlız bu notlardakiler benim bilgimle tam uyuşmuyor ve adeta kaçamak cevap vermek adına uzun yazılmış.Aslında çok basit herkesin anlayabileceği sade bir ifade ile anlatmak mümkün..Hatta bı konuda çok güzel kaynaklarda tavsiye edebilirim.İlk öğretmenlik dönemlerinde çok araştırmış ve nihayet cevabı bulmuştum.Değindiğiniz gibi Türkiyede pek bilinen bir husus değil.Araştıran yapıp bilgime bilgi katan bir durum olur umuduyla sormuştum soruyu.Ancak bilgimle uyuşmadığı gibi karışık..
hologram isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla

Alt 28-Ocak-2011, 15:43   #6 (permalink)
Cahit ERAYDIN
Bizim Coğrafya Yöneticisi
 
Cahit ERAYDIN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 04-Haziran-2009
Bulunduğu yer: BURDUR
Yaş: 66
Mesajlar: 2.075
Teşekkürleri: 565
836 mesajına 4.324 kere teşekkür edildi.
Standart

hologram Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın hocam emeğiniz için teşekkür ederim..Yanlız bu notlardakiler benim bilgimle tam uyuşmuyor ve adeta kaçamak cevap vermek adına uzun yazılmış.Aslında çok basit herkesin anlayabileceği sade bir ifade ile anlatmak mümkün..Hatta bı konuda çok güzel kaynaklarda tavsiye edebilirim.İlk öğretmenlik dönemlerinde çok araştırmış ve nihayet cevabı bulmuştum.Değindiğiniz gibi Türkiyede pek bilinen bir husus değil.Araştıran yapıp bilgime bilgi katan bir durum olur umuduyla sormuştum soruyu.Ancak bilgimle uyuşmadığı gibi karışık..
Hocam bu konuda bildiklerinizi bizden esirgemezseniz seviniriz,paylaşımınızı bekliyoruz..
__________________
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler !!!

KEMAL ATATÜRK






Öğretmenler ; Cumhuriyet sizden fikri hür,vicdanı hür,irfanı hür nesiller ister
KEMAL ATATÜRK
Cahit ERAYDIN isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
Cahit ERAYDIN kullanıcısına teşekkür edenler:
gokhans (28-Ocak-2011)
Alt 19-Ocak-2015, 22:25   #7 (permalink)
zübeyde21
Üye
 
zübeyde21 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 23-Mayıs-2011
Yaş: 42
Mesajlar: 89
Teşekkürleri: 95
8 mesajına 15 kere teşekkür edildi.
Standart Cevap: Bir soruda benden.. (Dünya'nın Ekseni Neden Eğiktir?.

Gunban öğretmenim bilimsel açıklama için çok teşekkürler.
zübeyde21 isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
benden, bir, dünyanın, eğiktir, ekseni, neden, soruda


LinkBacks (?)
LinkBack to this Thread: https://www.bizimcografya.com/9-sinif-cevabi-aranan-sorular/6134-bir-soruda-benden-dunyanin-ekseni-neden-egiktir.html
Konuyu Başlatan For Type Tarih Hits
Untitled document This thread Refback 13-Şubat-2013 12:33 18

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:20.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by BizimCografya.com® Copyright ©2008 - 2011, Baylas
Bu Forumda üyeler kendi düşüncelerini yazabilir bu yüzden yazılan içeriklerden BizimCoğrafya.com Sorumlu tutulamaz. Yinede Yasalarca yasaklanmış içerikleri yada telif hakkı olabilecek içerikleri şikayet etmek için info@bizimcografya.com adresine mail atabilirsiniz, en kısa sürede dönüş yapılacaktır...

Baylas | Coğrafya | Sınav | Mynaq