Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda

Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda (https://www.bizimcografya.com/)
-   FİKİR MEYDANI (https://www.bizimcografya.com/19-fikir-meydani/)
-   -   Ramsar Alanları İle Sulak Alanlara İlişkin Bilgi İsteği.. (https://www.bizimcografya.com/fikir-meydani/4531-ramsar-alanlari-ile-sulak-alanlara-iliskin-bilgi-istegi.html)

Tugay NAYKI 01-Ocak-2010 20:45

TÜRKİYE’DEKİ SULAK ALANLARA İLİŞKİN TEMEL SORUNLAR

Su Rejimine Yapılan Müdahaleler: 1950’ li yıllardan sonra tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’deki sulak alanlar içinde en önemli sorun sulak alanların kurutulması idi. 1994 yılında Türkiye’nin Ramsar Sözleşmesi’ne taraf olmasıyla sulak alan kurutma politikaları terkedilmiştir. Ancak, sulak alanda aşırı miktarda su alınması, sistemi besleyen akarsuların barajlarda tutulması veya yönlerinin değiştirilmesi ya da yer altı sularının aşırı kullanımı gibi nedenlerle hala çok büyük boyutlarda sulak alan kayıpları yaşanmaktadır. Su kalitesinin bozulması: Sulak alan ekosistemleri bulundukları havzanın en çukur yerinde veya en alt noktasında oluşmuşlardır. Bu yüzden havzadaki tarım alanlarının drenaj suları,
yerleşim alanları ve sanayi tesislerinin atık sularının hemen tamamı nihayetinde sulak alanlara ulaşmaktadır. Gerek yerleşim alanlarının, gerekse sanayi tesislerinin çok büyük bir kısmının henüz arıtma tesisleri bulunmadığı için kirliliğe neden olmaktadırlar.

Habitat tahribi:
Geçmiş yıllarda olduğu kadar olmasa da hala, altyapı ve turizm yatırımları, sulak alanlardan ve bunları besleyen akarsu yataklarından kum ve çakıl alınması, kontrolsüz saz kesimi, saz yakılması, aşırı otlatma, vb. nedenlerle habitat bozulmaları ve kayıpları yaşanmaktadır.

Doğal sulak alanlara yabancı türlerinin atılması: Geçmişteki uygulamaların pek çoğu önemli problemlere neden olsa da, özellikle ticari değeri yüksek türler hala sulak alanlara atılmaktadır.

Yönetime İlişkin Sorunlar: Yukarıda belirtilen sorunların pek çoğunun önlenememesinin temelinde yönetime ilişkin sorunlar yatmaktadır. Bu sorunları şöyle sıralayabiliriz.

-Hala karar vericiler ve planlamacılar da dahil olmak üzere, kamuoyu tarafından sulak alanların öneminin yeterince anlaşılmaması.

-Su ve arazi kullanım planlarında sulak alanların korunması ve akılcı kullanımı ilkelerinin dikkate alınmaması.

-İlgili kurum ve kuruluşlar arasında etkin bir iletişim ve işbirliğinin sağlanamaması.

-Alanların yerinden yönetimini sağlayacak, aynı zamanda alanın ekolojik karakterindeki değişimleri sürekli ve düzenli olarak izleyecek ve gerekli tedbirleri zamanında alabilecek bir idari mekanizmaların bulunmayışı.

NE YAPILMALI ?


Türkiye’de özellikle son 10-15 yıl içerisinde sulak alanların korunması konusunda önemli kazanımlar elde edilmiştir. Bu kazanımların başında Sulak Alanların Korunması hakkında Başbakanlık Genelgesi, Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği ve 2003-2008 Ulusal Sulak Alan Stratejisinin uygulamaya konması, Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun kurulması ve sivil toplum örgütleri ile bilim adamlarının karar ve yönetim süreçlerine daha etkin bir şekilde katılması söylenebilir. Ancak, politik, yasal ve kurumsal anlamda elde edilen bu kazanımlara rağmen Türkiye’deki sulak alanlar hala büyük tehlikelerle karşı karşıyadır ve hala sulak alan kayıpları devam etmektedir. Sulak alan kayıplarının önlenmesi ve iyi yönetimle geliştirilmesi için aşağıda belirtilen önlemlerin mutlaka uygulanması gerekmektedir.

1- Sektörel politikaların (özellikle su ve arazi kullanım politikalarının) Ramsar Sözleşmesince öngörülen akılcı kullanım kavramı ile uyumlu hale getirilmeli; sulak alan kaybına neden olan (Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun, Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun, Sıtma ile Mücadele Kanunu) yasal düzenlemelerin ilgili hükümlerinin yürürlükten kaldırılmalı; sulak alanların korunması, geliştirilmesi ve akılcı kullanımını öngören yasal düzenlemeler güçlendirilmelidir.

2- 30 Ocak 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”nin (özellikle Koruma Bölgelerinin Belirlenmesi ve Yönetim Planlarının Hazırlanması ile ilgili hükümleri olmak üzere) mutlaka eksiksiz uygulanmalıdır.

3-
Yine, Türkiye’deki sulak alanların korunması, geliştirilmesi ve akılcı kullanımının sağlanmasında önemli araçlardan biri olan ve Aralık 2003’de Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından da kabul edilen “Ulusal Sulak Alan Stratejisi” nde öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesi için ilgili tüm kurum ve kuruluşlar sorumlulukları dahilinde harekete geçmelidir.

4- Sulak alan kayıplarının en önemli nedenlerinden biri de hala sulak alanların öneminin politikacılar, karar vericiler, arazi ve su kullanım planlamacıları tarafından hala yeterince anlaşılmamış olmasıdır. Bu durumu değiştirmek için özellikle Dünya Sulak Alanlar Günü, Dünya Su Günü, Biyolojik Çeşitlilik Günü gibi özel günler de seminerler ve toplantılar düzenlenerek, kitap ve broşürler, gazeteler, televizyonlar, internet gibi tüm araçlar kullanılarak
söz konusu gruplar sulak alanların önemi, işlev ve değerleri hakkında bilgilendirilmelidir.

5-
Başta Çevre ve Orman Bakanlığı olmak üzere, tüm ilgili kurumların altyapı ve teknik donanım yönünden kapasiteleri artırılmalıdır. Hizmet içi eğitimlere öncelik verilerek özellikle yerel birimlerdeki teknik personele (TBMM’nde görüşülmekte olan Kamu Reformu Temel Kanunu ve Yerel Yönetimler Yasası ile yetkilerin özel idarelere ve belediyelere devredileceği
düşünüldüğünde) sulak alanların ekolojik işleyişini değerlendirebilecek, yorumlayabilecek ve planlama yapabilecek düzeyde gerekli bilgi ve deneyim bir an önce kazandırılmalıdır.

6- Ramsar Sözleşmesi Sulak Alan Yönetim Planlaması Rehberi ilgili kurumlara benimsetilmeli; Ramsar alanları başta olmak üzere, öncelikli alanlar için yönetim planları yapılmalı ve uygulanmalıdır. Yönetim planlarının hazırlanması sürecinde, gönüllü kuruluşların yanı sıra balıkçılar, avcılar, çiftçiler gibi sulak alanlarda yaşayan ve sulak alanlardan faydalanan halk da dahil olmak üzere tüm tarafların en geniş katılımı sağlanmalı ve katkıları alınmalıdır.

7- Yasaların gerektirdiği tedbirlerin uygulanması için daha etkili denetim mekanizmaları geliştirilmelidir.

8- Sulak alanların ekolojik karakterinde olabilecek değişiklikleri tesbit etmek ve zamanında gerekli müdahaleleri yapabilmek için izleme programları geliştirilmeli ve uygulanmalıdır.

9- Geçmişte kurtulan ya da çeşitli nedenlerle ekolojik karakteri bozulan sulak alanların restorasyonu ve rehabilitasyonu için eylem planları geliştirilmeli ve uygun alanlarda uygulamaya geçilmelidir.

Mustafa YİĞİT 02-Ocak-2010 00:54

Hepinize ayrı ayrı teşekkürler. çok sağolun. beni çok fazlasıyla bilgilendirdiniz.
ayrıca bu kadar ilgi de beni sevindirdi.
çok teşekkürler...

Tugay NAYKI 02-Ocak-2010 22:49

Biz bir aileyiz mustafa hocam..

Mustafa YİĞİT 09-Ocak-2010 03:24

Alıntı:

Tugay NAYKI Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 13470)
Biz bir aileyiz mustafa hocam..

Mesajınızı yeni gördüm.

Beni de Aileden saydığınız için teşekkürlerimi sunuyorum.

Tugay NAYKI 09-Ocak-2010 23:35

Alıntı:

Mustafa YİĞİT Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 13657)
Mesajınızı yeni gördüm.

Beni de Aileden saydığınız için teşekkürlerimi sunuyorum.

Mustafa hocam biz coğrafyacıları diğer branşlardan ayıran da bu bu özelliğimiz değil mi?

Mustafa YİĞİT 10-Ocak-2010 00:16

Alıntı:

Tugay NAYKI Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 13682)
Mustafa hocam biz coğrafyacıları diğer branşlardan ayıran da bu bu özelliğimiz değil mi?

beni rakip site olarak görmemeniz mutlu etti.
Teşekkürler Tugay Hocam ve diğer Hocalarım...

Tugay NAYKI 10-Ocak-2010 00:23

Olur mu mustafa hocam bu biz coğrafyacıların renk ahengidir..

Hangi branşta var bu kadar renklilik?

Mustafa YİĞİT 10-Ocak-2010 01:18

Alıntı:

Tugay NAYKI Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 13694)
Olur mu mustafa hocam bu biz coğrafyacıların renk ahengidir..

Hangi branşta var bu kadar renklilik?

yanlış anlaşılmasın ben sitelerimi ilk açtığımda bir çok siteden uzaklaştırıldım. yöneticiliğim filan alındı çok önemli değil ama etik değil yaptıkları.

Coğrafya'nın Bütünleştirici İlkesidir sizin dedikleriniz herhalde...
yeni bir ilke mi kazandı acaba?!

Tugay NAYKI 10-Ocak-2010 14:36

Alıntı:

Mustafa YİĞİT Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 13703)
yanlış anlaşılmasın ben sitelerimi ilk açtığımda bir çok siteden uzaklaştırıldım. yöneticiliğim filan alındı çok önemli değil ama etik değil yaptıkları.

Coğrafya'nın Bütünleştirici İlkesidir sizin dedikleriniz herhalde...
yeni bir ilke mi kazandı acaba?!

Bu dediklerinizi şuan burda bulunan ve çoğunluğu yönetimde yer alan arkadaşların çoğunluğu yaşamıştır mustafa hocam, hatta psikolojik savaşlar bile oldu, hatta bu siteye ait linklerin silinmesi istenmiştir, hatta zaman zaman sabote edildik, konu linklerini sildiler, konu başlıklarını alaycı şekilde düzelttiler, ben herzaman bunların coğrafyacı ruhuna sahip olmadıklarını düşünmüşümdür, ciddiye almaya ve üzerinde durmaya da gerek görmüyorum, kötü hareket sahibine aittir..

İsteyen herkes kendi sitesinin tanıtımını burdan konu açarak yapabilirler, bunda yadırganacak bir durum söz konusu değil..

Mustafa YİĞİT 10-Ocak-2010 16:15

benim amacım coğrafya'ya hizmettir.

Coğrafya Hizmetçisi sloganını uzun yıllar kullandım.

ayrıca sizi tebrik ederim Tugay Hocam.

son bir nokta benim forumum çok işlek değil ama anasayfam gayet iyi durumdadır. millet bunu kafasına sokamıyor ona da üzülüyorum...


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:02.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by BizimCografya.com® Copyright ©2008 - 2011, Baylas