Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda  
Ana Sayfa'ya Git Forum'a Git Arşiv
Go Back   Bizim Coğrafya - Hayat Coğrafya'da, Coğrafya Hayatımızda >

GENEL TOPİK

> GENEL

GENEL Her konuda yazıp çizebileceğiniz bölümümüz.

Dünya'da ilk robot 830 yıl önce Diyarbakır'da imal edilip kullanıldı

Dünya'da ilk robot 830 yıl önce Diyarbakır'da imal edilip kullanıldı Dünya'da ilk robot 830 yıl önce Diyarbakır'da imal edilip kullanıl TARİHİ ÇAĞRI Dünyanın ilk ve en eski sibernetik bilgini Ömer İbn-ül Rüzaz Eb-ül ...
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 03-Haziran-2011, 01:34   #1 (permalink)
zumrut_
Zümrüt Üye
 
zumrut_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 08-Haziran-2009
Ad- Soyad: zumrut
Bulunduğu yer: Yurt dışı
Mesajlar: 1.249
Teşekkürleri: 1.215
762 mesajına 2.493 kere teşekkür edildi.
Standart Dünya'da ilk robot 830 yıl önce Diyarbakır'da imal edilip kullanıldı








Dünya'da ilk robot 830 yıl önce Diyarbakır'da imal edilip kullanıl

TARİHİ ÇAĞRI
Dünyanın ilk ve en eski sibernetik bilgini Ömer İbn-ül Rüzaz Eb-ül İz'in Diyarbakır'da, İç Kale'deki Artuklu sarayında imal edip kullandığı robotlara ait bazı çizimler 1876 yılında çalınarak Avrupa'ya kaçırıldı.
Dünya'da robot önce Diyarbakır'da imal

Halen Fransa'da, İngiltere'de ve Amerika'da bazı müzelerde bulunan çalıntı çizimlerin bazıları 2003 yılında Paris Luvr Müzesi'nde, bazıları da 21 Ocak 2010 tarihinde Londra'daki Bilim Müzesi'nde sergilendi.
-----------------------

Tarihin her döneminde, büyük medeniyetlere sahip olmuş AMİD (Diyarbekir), aynı zamanda dünyada ilk robotun imal edildiği ve kullanıldığı yerdir de.

Avrupa henüz barbarlığın en karanlık çağlarını yaşıyor, ahlaksızlığın girdabında bocalıyorken, mucitler, fikir adamları Engizisyon Mahkemeleri'nin kararlarıyla BÜYÜCÜ diye yakılıyorken, Amerika kıtasının varlığını henüz kimse hayal bile edemiyorken, günümüzden 830 yıl önce, sanat ve kültür merkezi Diyarbakır'da, Artuklu Sarayı'nda robot imal edilip kullanılıyordu.

Ulu Camiin batı bölümde yer alan dünyanın en büyük, en zengin kütüphanesinde 1 milyon 40 bin cilt kitap bulunuyor, medreselerinde tıp, astronomi, felsefe, matematik, fizik, ilahiyat okutuluyordu. Doğudan, Ortadoğu'dan, Kafkaslardan, Mısır'dan ilim ve bilim adamları Diyarbakır'daki bu medreselere gelerek ilmi tartışmalara katılıyor, feyiz almaya geliyordu.
İlimde, bilimde, sanatta, edebiyatta, kültürde, Mervanlılarla, Selçuklularla, Eyyubilerle, Artuklularla en görkemli dönemini yaşayan Diyarbakır'da doğup büyüyen Ömer İbn-el Rüzaz Eb-ül İz'in yaptığı mekanik robotlar Artuklu sarayında kullanılıyordu.

1180'li yıllarda İçkale'de, cam mozaik ve Diyarbakır çinileriyle süslü görkemli sarayında oturan Artuklu Hükümdarı Eb-ül Feth Nasr-üddin Mahmud Bini Mehmed Bini Karaaslan, devrin büyük ustalarından, saray mühendisi Ömer İbn-el Rüzaz Eb-ül İz'e yaptırdığı robotları kullanıyordu.
Dünya'da robot önce Diyarbakır'da imal
Yaptığı robotların ve şifreli mekanik araçların çizimlerini yine hükümdarın emri üzerine 1186 yılında “Kitab-ül Cami-i Beyn-El İlm-i Ve-l Amel En-nafi-i fi sinaat-il hiyel” yani (Bütün ilimler ve sanatlar içindeki faydalı mekanik bilgiler kitabı) adlı eserinde toplayan dahi bilgin Eb-ül İz günümüzde “Dünyanın ilk ve en eski sibernetik bilgini, ayrıca da makine mühendisliğinin piri” olarak sayılır ve anılır.

BİR DAHİ BİLGİN
O dönem Diyarbakır'ını ve bilgin Eb-ül İz'i anlatan bilim kitaplarında ve dergilerinde şu ifadeler vardır.
“Makine, mekanik ve elektronik beynin dünyada doğduğu yer, Türkiye'de Diyarbakır'dır, 1180'li yıllarda KARAARSLAN ahfadından Artukoğulları'nın saraylarında hayat tamamen otomasyona dönüşmüştü. Sarayın salonlarını kaloriferler ısıtır, robot insanlar hizmet görürdü.
Artukoğulları hükümdarları akıllara durgunluk veren teknoloji ihtişamıyla geleceğin 2000 yılını yaşıyorlardı. Yirminci Yüzyılın teknolojik buluşlarının büyük bir kısmını o yıllarda egale eden dahi bilgin Ömer Eb-ül İz idi.

Kara Arslan'ın torunu Nasr-üddin Mahmud, zevk aleminde, bir düğmeye basınca servi boylu dilber bir robot elindeki altın kupaya şarap boşaltır, hükümdarın dudağına sunardı.
O devrin giysilerini giymiş robot insanlar davul, zurna, zil ve saz çalarak konukları eğlendirirdi.
Sarayın bahçesinde gezinen robot fillerin üzerindeki robot sipahiler borazanla saatin kaç olduğunu haber verirlerdi.
Bahçedeki suni ağaçların dalları arasına gizlenmiş çeşitli kuşlar rüzgar estikçe öter, etrafı güzel nağmelere boğarlardı.
Saray hazinelerinin kilitleri 28 şifreliydi. Onları bilenden başkası açamazdı...”
Dahası var tabii
Hükümdarı ve konuklarını eğlendiren kızlar.
Sarayın salonunda, koridorlarında gezinen altın tavus kuşları.
Bahçede gezinen filler.
Üzerinde her saat başı öten kuşlarla, güneşin günlük seyrine göre saati, dakikayı, günleri ve ayı gösteren muhteşem çalar saat.
Her salonun ortasında, devridaimle sürekli ve aralıklı su fışkırtan fıskiyeler.
Başına dokununca ağzından sıcak veya soğuk su akıtan tavus kuşları.
Hükümdara aptes alması için eline su döken makine.
Bahçedeki havuzda gezinen bir kayık ve içine su dolan kayığı bir yanda boşaltırken bir yandan da borusunu öttürerek yardım çağıran kayıkçı.
Kış günlerinde sarayın geniş salonlarının ısıtılmasında kullanılan içinden sıcak sular geçen bakır radyatörler, yani, kalorifer.
Ve daha bir sürü makine...

HÜKÜMDAR İSTEDİ
Dahi bilgin Eb-ül İz, İçinde 1000'den fazla minyatür, 143 resim ve kroki bulunan 446 sayfalık kitabının ön sözünde kendini ve kitabını şöyle tanıtır;
“Ben bu kitabı Artukoğullarından Diyarbekir hükümdarı Eb-ül Feth Mahmut, Bin-i Mehmet Bin-i Karaaslan adına yazdım.

Ben bu değerli hükümdarın babasına ve kardeşine 570 hicret yılından beri tam 25 sene hizmet etmiştim. Bir gün yaptığım makinelerden birini göstermiştim. Bu işimi büyük bir alaka ile tetkik etti. Bana, -Dünyada eşi bulunmayan bir şey yapmışsın, bütün yaptıklarını içine alan bir kitap yaz- diye buyurdu. Hükümdarımın isteği üzerine bu kitabı yazdım. Benden önce çeşitli otomatik aygıtlar kurabilen bütün bilginlerin eserlerinden yararlandım. Kendi buluşlarımı da katarak yeni makineler yaptım. Bir gün hükümdar Eb-ül Feth beni imtihan etti. –Bana zincirsiz, topsuz, fındıksız (yuvarlaksız) bir makine yap ki hem seferde, hem hazerde kullanabileyim. Aynı zamanda şekil itibariyle göz ve gönül alıcı olsun- dedi. Ben de yaptım. Çok beğendi...”

İşte. Bundan sonra başlamış kitabın macerası; Ve başına gelmeyen kalmamış...
Bilgin Eb-ül İz'in ne zaman doğup, ne zaman öldüğünü bilmiyoruz.
Ancak, kitabının önsözünden, hükümdarı Eb-ül Feth'in babasına H. 570 yılından (M.1175) itibaren 25 yıl hizmet ettiğini belirttiğine göre, kendisi o yıllarda 45- 50 yaşlarında olmalı.

TOZLU RAFLARDA 700 YIL
Bilinen o ki, kendisinin ölümü, daha doğrusu Artukoğulları hükümdarlığı'nın sona ermesi, robotların da sonu olmuş. Böylece Eb-ül İz'in bu muhteşem eseri Diyarbakır'daki kütüphanenin tozlu raflarında, Osmanlı Hükümdarı Yavuz Sultan Selim Mısır seferinden dönünceye kadar tam 340 yıl beklemiş...

22 Ocak 1517 günü Ridaniye Savaşı'yla fethettiği Mısır dönüşünde Diyarbakır'a uğrayan Yavuz Sultan Selim kitabı alır, İstanbul'a saray kütüphanesine götürür.
Kütüphanelerin tozlu raflarında kalmak kaderi burada da bulur Eb-ül İz'i.
Yavuz Sultan Selim, her ne kadar, Diyarbakır'dan İstanbul'a götürdüğü Eb-ül İz'in bu muhteşem eserini Arapçadan Türkçeye çevirtirse de, o dönemin bilginlerinden hiç kimse bu konu ile ilgilenmez ve ne yazık ki kitap böylece İstanbul'un Saray Kütüphanesi'nde de 360 yıl kalır.

HIRSIZI DİPLOMAT
1876 yılında tahta çıkarılan Padişah II. Abdülhamit döneminde, İsviçre'nin İstanbul'daki Başkonsolosluğu'nda elçi vekili olarak görev yapan MARTEN adında bir MÜSTEŞRİK, yanı Doğu dilleri ve tarih bilimcisi, bu muhteşem kitabın varlığından haberdar olur.
Sık sık inceleme yapmak bahanesiyle kütüphaneye giden MARTEN, fırsat bulduğunda da Eb-ül İz'in kitabının önemli çizimlerinin yer aldığı 66 sayfayı kopararak cebine koyar. Avrupa'ya kaçırır.

Çalıntı sayfalardan esinlenen Alman Fizik Bilgini Gustav Heinrich Widemann, 1880'li yıllarda Eb-ül İz'in çizimlerinden yola çıkarak bu robotlardan bazılarını yapar ve çalıştırır. Bu başarı Avrupa bilim dünyasında geniş yankı yapar.
Bilgin Widemann'ın yaptığı bu robotlar halen Almanya'da ERLANGEN Üniversitesi'nde bulunuyor..

O yıllarda aynı üniversitede görevli M. Ritter adında bir başka bilgin de kitabın eldeki parçalarının Almanca çevirisini yapar ve Alman sanayicilerinin bilgisine sunar.
Kitabın çalıntı sayfalarının önemli bir bölümü günümüzde Fransa'da, iki sayfası da Amerika'da Metropolitan Müzesi'nin İslam eserleri bölümündedir...

Eb-Ül-İz'in kitabının orijinali ise halen Topkapı Sarayı III. Ahmet Kitaplığı'nda bulunuyor. Ama ne yazık ki eksiğiyle. Bir el yazması kopyası da Ayasofya Kütüphanesindedir...
Dünya'da robot önce Diyarbakır'da imal
SİBERNETİK YAYINLAR
Doğrusunu söylemek gerekirse, tüm kamuoyumuzla birlikte bizler Eb-ül İz'in ve robotlarının varlığından ancak 1969 yılı başlarında haberdar olabildik.

O yıl, ünlü Tarihçi İbrahim Hakkı KONYALI “TARİH HAZİNESİ” Dergisi'ne “8 Asır evvel Türk Sarayları Makinalaşmıştı” başlığı ile yazdığı bir makalede Eb-ül İz ve kitabını tanıtıyordu.
O tarihlerde Diyarbakır'ımızda yoğun bir faaliyet içinde bulunan Diyarbakır'ı Tanıtma ve Turizm Derneği yöneticileri olarak bu makaleden çok etkilendik. Büyük bir heyecanla KONYALI'nın bu makalesini derneğimizin yayın organı olan KARA AMİD Dergisine aktardık.

Kara Amid'in Nisan 1969 tarihli 5'nci sayısında yayımlanan bu yazı yurt içinde ve yurt dışında geniş yankı yaptı, İngilizceye çevrildi. İngiltere'de ve Amerika'da büyük ilgi gördü.
İngilizler ve Amerikalılar kitabın Avrupa'da bulunan kopyalarını tercüme ettirerek kendi sanayicilerine sundular. Sanayiciler plan ve krokilerden yararlanarak yeni yapıtlar ortaya çıkardılar. Konu, yabancı gazetelerde ve dergilerde de geniş yer aldı...

1950'li yıllarda yaptığı İncelemesinde kitabın başına gelenleri anlatan İbrahim Hakkı KONYALI, zamanın Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'ye seslenir ve çalıntı sayfaların Türkiye'ye iadesi için Fransa hükümeti nezdinde girişimde bulunulmasını ister.

Sonraki yıllarda bu konuda makaleler, hatta kitaplar yazıldı ama sonuçsuz…
Üstat İbrahim Hakkı KONYALI'nın zamanın Milli Eğitim Bakanı Tevfik İLERİ'ye yaptığı çağrının üzerinden yarım yüzyıl geçmiş.

Ne yazık ki bu güne kadar bu konu ile ne kimse ilgilenmiş, ne de bu önemli konunun peşine düşmüş.

Sadece, Eylül 1986'da KARACAN yayınları arasında çıkan “İnsan Beyninin, Uzayın ve Zamanın BİLİNMEYEN DÜNYASI” adındaki bilimsel derginin 87'nci sayısında benzer bir çağrıyı görüyoruz.

Eb-ül İz'i batılı bilginlerin yeterince tanımadığının anlatıldığı, aynı zamanda bir çağrı niteliğindeki bu ilginç ve önemli yazı şöyle;

“.... -Hakiki bir Diyarbakır'lıyım- diyebilen bir belediye reisine sesleniyoruz;
Sizin dâhi bilgininiz Ömer Eb-ül İz bir Walt Disney kadar da mı olamayacak?
Onun kitaplarına ve eserlerine sahip çıkın. Onun eserlerinden birer kopyayı, şehrinizdeki sanat okulları seferber edilirse seve seve yaparlar. Büyük bir çatı altında bunları topladığınız zaman Diyarbakır'da ikinci bir DİSNEYLAND meydana çıkacaktır. Eğer geniş bir arazi içinde değerlendirilirse, makinenin, mekaniğin dünyada doğduğu yer olarak Diyarbakır, bütün dünya insanları tarafından şan ve şöhretiyle anılacaktır...”
Dergide ayrıca “Eb-ül İz'in Gizemi” başlıklı bir bölüm daha var.

EB-ÜL İZ'İN GİZEMİ
“Bazı yabancı araştırmacılar Ebül İz'in dünyanın en eski bir sibernetik bilgini olduğuna değinmektedirler. Çok iyi bilindiği gibi SİBERNETİK ; haberleşme, kontrol, denge kurma ve ayarlama bilimidir. Bu bilimin gelmesi sayesindedir ki, bu gün otomasyon, yahut elekronik beyin adını verdiğimiz sistem ortaya çıkmıştır.

Sibernetikin 20'nci asırdaki yaratıcılarından olan İngiliz Nöroloji Profesörü Dr. Ross Ashby bundan 35 yıl önce üstün denge durumunu ortaya attığı zaman, otomatik sistemlerin üstünde bunları kontrol eden sistemlerden bahsederek çığır açmıştı.
Dünya'da robot önce Diyarbakır'da imal
Bilmiyordu ki, kendinden 800 yıl önce Türk bilgini Ömer Eb-ül İz denge durumu sistemlerini kurmayı başarmış ve bu sistemleri çalıştırmıştır. Dolayısıyla, çığır açan buluşu 800 yıl evvel egale edilmişti.
Yabancı araştırmacılar, bildiklerine dayanarak Eb-ül İz'i su gücü ve basınç etkisinden yararlanan bir Hidromekanikçi olarak tanımlarlar. Oysa, kitapları dikkatlice araştırıldığında hiç de öyle olmadığı anlaşılır.
Eb-ül İz, sadece sabit yapıtları için su gücünü kullanmayı ekonomik bulmuş, fakat hareket eden, ortalıkta gezinen robotlardı için ayrı bir güç sistemi kullanmıştır.
Bu sistem, dünya bilim adamları arasında tartışılır, açıklığı kavuşturulursa, 20'nci asrın bazı efsaneleri iflas edebilir...”
1972 yılında kentimizi ziyaret eden bilim adamlarımızdan Dr. Toygar AKMAN, Diyarbakır Kütüphanesinde rastladığı “Kara Amid” dergisinden esinlenerek araştırmalarını genişletti ve SİBERNETİK konusunda üç kitap yazdı...
Bu kitaplarda Eb-ül İz'in robotları bilimsel olarak inceleniyor ve Avrupalı, Amerikalı bilginlerin bu konudaki araştırmaları ile karşılaştırılıyor...
EB-ÜL İZ İNGİLİZ BASININDA
Tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı'nın makalesi Diyarbakır'ı Tanıtma ve Turizm Derneği'nin yayın organı “Kara Amid” dergisinde yayımlandıktan sonra İngiltere'de yayımlanan asırlık NATURE adındaki teknoloji dergisi de 22 Mart 1974 tarihli sayısında Eb-ül İz'e ve robotlarına geniş yer ayırır.
Dünya'da robot önce Diyarbakır'da imal
Kapağını siyah beyaz basılmış Eb-ül İz'e ait bir robotunun süslediği Nature dergisinde 130 yıl önce Avrupa'ya kaçırılmış olan sayfalardan derleme yapılıyor, ancak, Eb-ül İz'in hangi ulusa mensup olduğu belirtilmiyor sadece bu bilgin için “12.Yüzyılda Müslüman mühendisliğinin zirvesine erişmiş bilgin” tanımlaması yapılıyor.

286. sayfasında hidromekanik güçle işleyen tavuskuşları robotlarının resminin kullanıldığı dergide bir havuzdan elde edilen suyun basıncıyla kuşların saat başlarında çeşitli gösteriler yapıp, birbirlerine karşılıklı bağırıp çağırarak kendilerini seyredenleri eğlendirdiği yazılıyor.

Dergideki yazının sonunda Eb-ül İz'e ait bu belgelerin, “Al Jazari's Book Of Knowledge Of İngenious Mechanical Devices” (Mekanik Hareketler Mühendisliği Bilgisi Kitabı) adı ile Dortecht And Boston'da 1973 yılında İngilizce olarak basıldığı yazılmaktadır.
ROBOTLARIMIZ PARİSTE
Öz be öz Diyarbakır'a ait olan orijinal renkli çizimlerin yer aldığı Eb-ül İz'in kitabının çalıntı sayfaları 2003 yılının Eylül ayı ortalarında Paris'in ünlü Luvr Müzesi'nde sergilendi. Bununla ilgili gazete haberlerinden, sergide yer alan çizimlerin büyük ilgi gördüğü ve yankı yaptığını öğreniyoruz.

Ne yazık ki, yurt dışına kaçırılmış olan bu çizimlerin Türkiye'ye iadesi konusunda bu güne kadar hiç bir makam girişimde bulunmadı, bulunmuyor.

Yıllardır; gazeteci olarak, ayrıca da üyesi bulunduğum Diyarbakır Tanıtma Kültür ve Yardımlaşma Vakfı aracılığı ile “Robotlarımıza sahip çıkmak” adına bazı gazete ve dergilere yazılar yazarak, radyo programları yaparak yetkilileri harekete geçirmeye çalışıyoruz.
Dünya'da robot önce Diyarbakır'da imal
EBÜL İZ'İN ROBOTLARI LONDRA'DA
Çalıntı çizimlerin bir bölümü Paris'te sergilendikten 7 yıl sonra bu kez İngiltere'deki çizimler sergilendi.

21 Ocak 20010 günü Londra Bilim Müzesi'nde açılan sergide bazı ünlü İslam bilginlerinin eserleri arasında Ebül İz'in robot çizimleri de yer alıyor.

“1001 Buluş” başlığı ile sergilenen İslami eserler arasında Ebül İz'in “Fil Su Saati Maketi” var.
En ilginci de, bu sergide Oskar'lı aktör Ben Kingsley'in Ebül İz'i canlandırdığı kısa metrajlı bir film gösteriminin yapılmış olması…

Gazetelerde yer alan habere göre; sergi 25 Nisan'a kadar açık kalacak ve Amerika ile Uzakdoğu ülkelerine de götürülecek.

GÖREVE ÇAĞRI
Bu yazımızla bir kez daha tüm Diyarbakırlı hemşerilerimize, parlamenterlere, bürokratlara, yerel yöneticilere, basın yayın kuruluşlarına, sivil toplum örgütlerine, meslek odalarına, siyasilere ama özellikle de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Dicle Üniversitesi'ne sesleniyor, çağrımızı yineliyoruz.

“Halen, Fransa'da, Amerika'da ve İngiltere'de olduğu bilinen ama gerçekte öz be öz Diyarbakır'ın malı olan Eb-ül İz'in kitabının çalınan sayfaları Türkiye'ye getirilerek, Diyarbakır Müzesine teslim edilmelidir.

Bu konuda yerel ve ulusal boyutlu kampanyalar açılmalı, Dışişleri, Milli Eğitim ve Kültür bakanlıklarının harekete geçirilmesi için gerekli girişimler başlatılmalıdır.
Özellikle Dicle Üniversitesi bu girişimleri bilimsel verilerle de destekleyerek konunun ısrarlı takipçisi olmalıdır.

Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, kentteki belediyeler de Eb-ül İz'in robotlarının kopyasını yaptırarak, Diyarbakır'a, ABD'nin Los Angeles kentindeki dünyaca ünlü eğlence merkezi Disneyland benzeri bir ROBOT KENT kazandırabilirler.

Bunu diliyor ve bekliyoruz…”
-----------------------------------
Mehmet MERCAN
Kaynak ; Yahoo Diyarbakır Mail Grubu
(Not; Diyarbakır'ı Anlatmak yazı dizisini kullanmama müsaade gösteren sevgili üstadımız Mehmet Mercan'a ve Diyarbakır Yahoo Mail Grubu moderatörüne teşekkürlerimi bir borç bilirim.)


__________________



Yalan dünya deriz ama yalan olan dünya değil insanlardır. Doğada, insanların ağzından çıkanlar hariç, her şey gerçektir. Yalancı çiçek, sahtekâr kuş, üçkâğıtçı balık yoktur

(Metin Münir)


zumrut_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Alıntı ile Cevapla
zumrut_ kullanıcısına teşekkür eden 2 üye:
aaözlem (04-Haziran-2011), bahriaskin (03-Haziran-2011)

Cevapla

Etiketler
830, diyarbakırda, dünyada, edilip, ilk, imal, kullanıldı, Önce, robot, yıl


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:40.


Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Powered by BizimCografya.com® Copyright ©2008 - 2011, Baylas
Bu Forumda üyeler kendi düşüncelerini yazabilir bu yüzden yazılan içeriklerden BizimCoğrafya.com Sorumlu tutulamaz. Yinede Yasalarca yasaklanmış içerikleri yada telif hakkı olabilecek içerikleri şikayet etmek için info@bizimcografya.com adresine mail atabilirsiniz, en kısa sürede dönüş yapılacaktır...

Baylas | Coğrafya | Sınav | Mynaq